
Ve anlayacaklar tabi geriye kurtaracak hiçbir şey kalmadığı gün..
Kafamın içi talan edilmiş savaş meydanı.. Kalemim kafamdan beslendikçe cümlelerim aynı karmaşayı tadacak belli ki.. Bir yanda virtüözler müthiş bir sahne sergilerken, bir yanda kaldırımda karton üzerinde uyuyan bir çocuk var ve bu uçurum sonucu yazdığım her hikaye fetretle sonlanır oldu.. Aklımın acısı, kalbimin acısıyla vals halinde ve bu dans bittiğinde ilk işim o sahneyi yakmak olacak çocuk.. Çünkü sıkıldım.. Hep aynısı olmasından..
Donuk pencerelerden sokağın akışını izleyende aynı, sokakta başı önünde göğü görmeden yürüyende.. Bunları görmek, sonunun hep aynı oluşunu bilmek heyecanımın celladı haline geldi.. Hadi gel bırakalım bu politik ağızları da biraz gerçeklere dönelim..
Beni bilirsin çocuk keyfe gelmek için acıyla kumar oynar, neşemi ve enerjimi gözümü kırpmadan yatırırım masaya.. Ayağa daha güçlü kalktım zırvaları için dizlerimi paramparça edişlerime defalarca şahit oldun.. Önce ekini toplar, sonra bahçeyi nadasa bırakmak ve toprağı havalandırmak yerine ortalığı talan eder, ateş sönsün diye yağmuru bekler, havaya uçuşan küllere karşı sigaramı yakar, sonrasında başlarım gerisin geriye ekin ekmeye.. Hep aynı döngü işte çocuk..
Yine öyle olacaktı.. Çünkü her şeyi en ince detayına kadar düşünmüştüm.. Taşınacağım sokağın kaldırım ölçülerini, o ölçülerin beni ne kadarlık bir alana esir edeceğini.. Kahvemi içtiğim saatleri, o an karşı masamda oturanların kim olacağını. Dinlediğim şarkılarda, okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde anlatılanların benim hikayemde yer edinişlerini. Kelebek etkisi yaratacak beklemeler için çayımı içeceğim balkonun yönünü.. Düşünce, duygu ve davranış üçgeninde olayların sıralamasındaki başlangıç ve sonu.. Her zincir plana uygun şekilde ilmek ilmek ilerliyordu ve bu beni en çokta benden koruyordu çocuk.. Zincir elimdeydi, matematik şaşırtmayacak ve bu hikayenin sonu yine bir taşınmayla başlangıç yapacaktı..
Heyecansız, öngörülü ve tek düze ilerleyen bir hikaye.. Bir yanım farklılaşacağına inanmak isterken bir yanım aynılığın tadını çıkartıyordu.. Hızlı yaşa, durma, olabileceklere hazırlıklı ol. Beklemeli miydim gelecek olan yeniyi yoksa eski düzen içindeki yenilerle mi oyalanmalıydım diyordum kendime. Bir yanım eşyalarla oradan oraya savrulmaktan yorulmuştu, diğer yanım ”bu benim özüm” diye avutuyordu kendini. İkisinin kesişimde bir kıpırtı oluyordu ara sıra hemencecik yitip gitse bile kendini hissettiriyordu.. Tabi ben olanlara öyle sadıktım ki olabileceklere şans vermek için görmem gereken ne varsa hepsini es geçiyordum..
Derken.. Eylemsizliğimin denklemini yerinden oynatacak olanların tam ortasında buldum kendimi çocuk.. Ve ben matematiğin bilinmeyenlerinden şiirin ”masa da masaymış ha bana mısın demedi bu kadar yüke” dizelerine meze olmaya merhaba dedim..
”Voila”.. Ve bir an da müzik değişti, güneş balkona beklediğim açıdan yansısa bile ben o saatte uyuyamayacak kadar heyecanla kaplandım.. Bu bana üç seçenek sundu çocuk.. Ya hikayeyi bildiğim gibi tamamlayacak, yenisi için kalemi elime alacaktım. Ya kalemimi paylaşacaktım. Ya da kalemi bırakıp dansa kalkacaktım.. Ve sahneyi yakmaya beni iten o öfke işte bu üçüncü seçenekle başladı.. Başlarda ki büyü kendimi teslimin eşiğine getirdi bu olağanüstüydü çünkü ilk defa bir şeyler plansızca ilerliyordu.. Zamanla elimdeki zincirler paslanmaya başlamıştı. Bu beni tedirgin etse bile hem o duyguyu hem de zincirleri bırakmamak için direndim.. Direniyordum ta ki müzik huzursuz edene, sesler saygısızca yükselene ve benim hikayeme çirkin kelimeleriyle dahil olanları görene kadar.. Günlerdir kapı eşiğinde yazıyor, yazdıklarımın ne olduğunu umursamadan buna devam ediyordum.. Bugün hatıralarımda kalmış bir şarkıyı duyana kadar.. Yazdıklarımın başlangıcını görsen beni baya azarlardın çocuk. Öyle öfkeyle sarılmışım ki kaleme sayfanın yarısı kapkara, ruhsuz.. Birkaç gün sonrası sakin bir özlem barındırmış, ardından belirsizlik almış cümlenin devamını.. Bugünse karmaşa dolu fakat bir bahar kokusu sinmeye başlamış..
Sanırım ilk kez bahçeme çiçek ekerek hikayeye başlayacağım. Korkma çocuk artık talan etmek yok, artık o toprağı beraber havalandıracağız..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın