..KALBİN YANSIMASI..

Derler ki kalpte olan, hayata baktığımızda yansıma olur..

Kalbinizden haberiniz mi var mı, yoksa kilitli orası?

Bunu sadece aşktan ibaret olarak düşünme sevgili Shakespeare. Hayallerin, hikayelerin, hedeflerin, hayatının amacı, arzuların, yanlışların, doğruların. Hepsinin bütününe bak ve öyle söyle. Sokağa ve gökyüzüne baktığında tam olarak ne görüyorsun. Şimdi kapat gözünü sadece 10 saniye kadar.. Tam olarak o karanlıkta ne var?

İnsanın kendine bakması, görmesi kendinde olanla biteni zor. Bu yüzden malumunuz kendimi denek olarak sunuyorum ortaya. ”Ben değil bir arkadaşım öyle demiş, yapmış” demek daha kolayınıza gelecektir.. Gözümü kapattığımda; bir sahnenin tam ortasındayım, sahnede bana sevdiğim birkaç müzisyen arkadaşım ve keman hocam eşlik ediyor,. Tam karşımda, off! Yoğun bir kalabalık, heyecanlı ve birazda batırmamı bekler gözlerle bana bakıyor. Ailem ve sevgili dostlarım en önde, köpeklerim sandalyede. Bir tarafta küçük bir topluluk var, bu zamanında gönüllü olarak içerinde bulunduğum sevgili dernek arkadaşlarım. Diğer tarafta 5-6 kişi var; zamanında gerçekleri yüzlerine söylediğim için düşman olanlar, kendileriyle çelişki yaratanlar ve asla sahip olmayacaklar sevgi için hayata küskün olup benim başarısızlığımdan doğacak olanın heyecanını duyanlar. Tam orta sırada eski sevgililer ve aşklarım var; aralarında yapabilirsin diyenlerde var, yok canım daha neler diyenlerde, vay be öfke nöbetlerini aşmış parlıyor diyenlerde. Evet her sevgililik olayı güzelliklerle dolu olamıyor maalesef. Biraz gerilerde; yaşam şeklimden tutun da fikirlerime kadar beni aşağı çekmeye çalışanları görüyorum. Onlar tam olarak ne gibi bir beklentisi var bilmiyorum. Sanırım taşlamaya gelmişler. Ya da doğru olanı görmüşler, ki bu şuan için Rusya’nın yanlış yapıyorum diyerek erdemli davranması kadar imkansız. Ailemin hemen arka sırasını 28 yaşıma gelene değin hayatımda az öz şekilde bulunmuş insanlar doldurmuş, onları Müge Anlı’nın alkışlayan tayfasında da görmek mümkün. Geri kalanlarsa ağzımı açıp dünyaya bir şeyler söylememi bekliyor. İlk 3 dakikada onları aldım aldım. Sonrası çetin bir savaş olacak..

Gözümü açtığımdaysa gördüğüm; temizlenmeyi bekleyen bir pencere, buzu erimeye başlamış yarım bir kahve, cevap bekleyen mesajlar, kırgın bir kalp, aylardır yürüyüşe çıkmadığım ve spor yapmadığım için çay bardağına tabak görevi olmaya çalışan göbeğim, okunmayı bekleyen kitaplar, kelimelerden ibaret şarkılar, çizilmemiş bir rota, neye kime olduğu her gün değişiklik gösteren özlem hissi, yataktan çıkmadığı için güçsüzleşmeye başlan kaslarım ve dahası..

Hava serin, güneş yine de doğmaktan vazgeçmemiş halde. İnsanlar dünde yaptıklarını umursamaz bir tavırla sokakların tadını çıkarıyor. Beni, kalbimi bu inzivaya iten ne peki! Anladık, kötü şeyler yaşandı, yalanlara doyuldu, ilişkilerde acemi birliği olduğumuzu öğrendik, eğitip eğitip dışarı saldıklarımızın başkalarına gösterdiği sevgiyi de gördük. Peki beni hayattan alıkoyan ne?

Kalbime dönüyorum. Kırılmış, zedelenmiş, kah kilit vurulmuş, kah saçmış kendini etrafa öylece. Çelişkiler dolu kavramlar. Özüm bu dediğim ne varsa aksine varan seçimler yapmış. Aklım desen tam bir oynak. Hem farkındalığın zirvesine vardı, hem de o zirveden astı kendini. Anlaşıldığı üzere; kahraman olurum, yardım ederim, hak savunurum, diş geçiririm, değer ve sevgiyi arşa çıkaracak kadar hissettiririm. Ama bunu sadece başkalarına yaparken güçlüyüm. Mesela eski bir dostumun travma dolu geçmişinde yaralarına merhem olarak kalmadım onun hayallerine koşması içinde elimden geleni yaptım. Bugünlerde kötülüğümü isteyen birkaç kişiyle zamanında aynı masayı paylaşırken onların hastalık dolu ruhları bir an iyileşir ümidiyle hem açtım kendimi onlara, hem onların yürümesi için destek oldum. Ayağa kalktıklarında ilk bana tekme atmaya kalktıkları gerçeğini başka hikayede konuşuruz. Dürüstlük abidesi olduğuna inandığım kişiye karşı hatalı olduğuma inanıp ona doğru biri olduğuna inandırmaya çalışmıştım mesela, sonra duydum ki adıma yapıştırılan yalanlara inananların ilklerinden olmuş. Mesela eski sevgilim; ailesinin tasmasından kurtulsun istemiştim, arkadaşının mide bulandıran davranışlarını görsün istedim, hak ettiğini alması için her gün cesaretlendirici konuşmalar yapmamsa cabası. O da diğerlerinden farklı olmadı. Şimdi yeni sevgilisine sevdiğini söylerken, öğrendiği cesaretle hayatında parlıyor. Benden çaldıkları ne varsa, başkalarına sunduklarını gördüğüm için kalbimde aklımda hayli kızgın..

Yine de canı sağ olsun diyerek yoluma bakmaya çalışıyorum işte. İşte kalbimin de aklımın da yansıması tam olarak bunlar şu sıralar. Bana yapılanları unutamıyor, kendi savaşını sürekli kenara atıyor. Başkalarına bolca dağıttığım ne varsa kendime gelince zulanın boş olduğunu görüyorum. Uykusuz kaldım, başkası için. Direndim, başkasının hakkı için. Geceleri yalnız ağladım, gündüzleri başkalarına sevgiyi öğretmek için. Yanlışların farkına vardım, başkalarının doğrularına sahip çıkabilmek için. Şimdiyse bunlardan arta kalanım işte..

Gözümü kapattığımda spotun sadece beni gösterdiği o sahnedeyim. Gözümü açıyorum, kalbim ayrı ağrıyor aklım ayrı. Demiştik ye kilitte vursak kalbe, apaçık da yaşasak; yanlış hikaye, yanlış insanlar, yanlış aşklar, yanlış arkadaşlıklara takılı kaldıysan geçmiş olsun. Faydası yok biliyorum, özümle her gün tartışmanın. Kalbimin acısını yansıttığı bir dolu gün geçirdim. Önceleri farkında olmayarak şimdiyse farkındalıklar içinde kalarak..

Benim kalbimin yansıması; gözüm kapalıyken başka açıkken başka. Hala kırgın, haksızlığa uğradığını bilen, kızgın bir yandan da. Biliyorum. kendim halletmeli ve kendim devam etmeliyim. Başkalarına verdiğimi en çok kendime vermeliyim. Lakin bilmediğin şeyse bunun o kadar kolay olmadığı gerçeği. Başkasını cesaretlendirmek, sevmek, kızmak ona, kırılmak ve sonrasında affetmem kolay. Peki ya kendini?

Kalbinin karanlıkta da, aydınlıkta da yansıttığı seni her an görebilmen dileğiyle..

..SEVGİLERİMLE.. 

Yorumlar

Yorum bırakın