..NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR..

Hayatının pazar tezgahındaki son perdesinin ne kadar tekdüze geçtiğini düşündü son sigarasını parmaklarının arasına aldığında.. Gözlerinde mağrur bir gülüş, biraz burukluk barındıran bir dalgınlık vardı.. 

Amigdalasına darbeye hazırlanmış bir şekilde taburesine oturdu.. Yorgunluğunun emsali yoktu. Her şey yaşanırken zamanın akışı yavaş ve yakıcı bir yana sahipti, düşünürken hızlı ve ağdalı bir acıya sahipti.. Evinde geçmişin küflü kokusunu duyuyor, burnu aklına hizmet etmek yerine efendilik taslıyordu. Yaşanmışlığın o çürük kokusuna dayanacak gücü var mıydı bilinmez, yine de resmi tamamlamak için son bir adım atmalı ve oturup düşünmeliydi..

Bir gün öncesine kadar fırtınanın yaklaştığını hissetse de, ensesinde nefes aldığını anlayamamıştı. Gecesinde kopan fırtına her şeyi önüne alıp hortuma dönüşmeye başladığında ne yaşadığını anlamadan kendini, o gecenin sabahında taburenin üzerinde buldu.. Omzunda sebebini çok geç anlayacağı bir ağırlık, aklında anlamlandıramadığı bir dizi karmaşa, ruhunda yamalı bir yorgunluk vardı.. 

Etraf toz duman olmuş, havada kasvetli bir sessizlik hakimdi. Parmak uçlarında mutfağa yöneldi, nefesini tuta tuta hareket etse bile parmak uçlarının parkeyle kavuşumundan çıkan çıtırtılar ortalıkta şenlik havası yaratıyordu. Kendince usul usul kahvesini yaptı, sigarasını yaktı, notlarını çıkardı, tükenmeye yüz tutmuş kalemini aldı. Tarih tarih aldığı notları gözden geçirmeye başladı..

Tarih 4 yıl önceki haziran; 24 yıllık hayatın toplamına bakılmış, yaşanılan ve yaşatılanların ortalaması alınmış, hatalar göz önüne serilmiş, yapılmayacaklar listesi kırmızı kalemle yazılmış, yeni rota belirlenmiş. Hastalığından bihaber, yaraları kabuk bağlamış, farklı bir ses ihtiyacı var diye kemana sarılmış, kalemle tekrar buluşmuş anlatacak hikayeleri olduğuna inandığı için, yanlış müzikte dans etmekten yorgun düştüğü için dansı bırakmış, sahneden çekilmiş, hızlı kadınların ve yavaş atların hayatı berbat edeceğini öğrenmiş kendince.. Önceliğinin değişmesi gerektiğini öğrenmesi lazım, aldığı ünlemli not bu.. Yüzünde gülümsemeyle o zamanki anlara dalmaya başladığını fark ettiğinde kahvenin kokusu uyarıda bulundu, devam etti tarihler arasındaki notlara..

Tarih 3 yıl önceki haziran; hayatına başka tatların gizlice sokulmaya başladığını hissetti. Heyecan veren ve gülümseten, bayramların keyfine varıldığı son demler, suya takla atarak girdiği son tatil, her şeyi kontrol altında tutabildiği son yaz.. Yüzündeki gülümseme duygu değişimi yaşıyor, kekremsi bir hal alıyor, öfkesinin gastritle bağını yeni yeni anladığı günler baş gösteriyor, yazmak kendini anlatmanın tek yolu haline gelecek bunun için yeni insanların kontrolü eline aldığı, dengesinin tersine döndüğü günlere giriş yaptığı dönem. Neyi istediğini iyi bilmelisin, aldığı önemli not bu.. Sigarasının ısısını parmağında hissedince irkildi, devam etti notlara..

Tarih 2 yıl öncesi haziran; dünya salgınla boğuşuyor, şehir değişikliği ve kendini eve kapatma süreci, ataklarla dolu bir yıl başlıyor, hastalığının tetikleneceği ana yıl, tartışmaların bol eğlenmenin az olduğu, beklemekle geçen 6 ay, yetersizlik ve eksiklik hissinin su yüzüne çıktığı, seçimlerin sorgulandığı, uykusuz kalınan gecelerin temelinin atıldığı, balkonda yalnız başına ağlanan anlarla dolu.. Belki de pes etmeyi ve vazgeçmeyi öğrenmelisin, kontrol belki de hiç sende olmadı, aldığı önemsiz bir not.. Taburenin sertliğini, hayattan tekme yediği yerlerinde hissedince kendine geldi, notlara devam ediyor. Gözbebeklerinde ışıltının kalmayışını fark edemiyor..

Tarih 1 yıl öncesi haziran; ayrılığın acısı 6 aylık bir tazeliğe sahip, hiçbir ilişkisi arasında bu denli boşluk yok hep sevilme ihtiyacının baş gösterdiği bir kalabalık olma hissi yaşanmış, kendine yeni sözler veriliyor, ilaçlarla yoğun bağ kurduğu ilk 4 ayın içinde, ağlama krizleri ve boğulma hissinden biraz arınmış, anlık sözler ve duygusal değişimleri devam ediyor, doktorları yakın takipte, arkadaşlarıyla kısıtlı vakit geçiriyor, ağzında belirli birkaç isim dolanıp duruyor, yazılar yaşatılanların üzerine kurgulanmış, kendini soktuğu döngüde sadece savruluyor, belirli dönemde işlere girip çıkıyor, hayattan şikayetçi, olanların keyfini süremiyor, evrenin işi gücü yokmuş gibi sadece onunla uğraşıyor gibi hissettiği ortada, kontrol tamamen devre dışı, inatla hayatın iplerini sıkı sıkıya tutmuş elleri kan içinde, kabullenme ve farkındalık kavramları yeni yeni hayatına girmiş, öfke nöbetleri stabil duruma girdi, belirsizliğin anavatanı olmuş durumda, ne iş ne aşk yüzüne gülmüyor, yanlış kararlardan doğru sonuçlar alabileceğini düşünmekten vazgeçemiyor, kim olduğunu düşünerek günlerini harcıyor, insanlardan ders çıkardığını sandığı tonla not var, hepsine önemli demiş, aptallığına gülümseyerek notlarına devam ediyor..

Günümüz haziran; yıkımdan 1 ay öncesi, girdiği işte keyfi yok, hayatında önceliği kendisine yarım yamalakta olsa vermeyi başarabilmiş, gelecek kaygısında hayatın gerçekleri yer alıyor, insanlardan hayli uzaklaşmış halde, anlatacak hikayesi olmadığından değil yazmaya vakit ayırmadığı için kelimeleri kendi haline bırakmış, aşkla yolu yeniden kesişiyor diyebiliriz, ilaçlarına kafasına göre ara vermiş durumda, doktorlarını görmeyeli 3 ayı bulacak, dans etmek ve şarkı söylemek onun için neredeyse bitmiş, sahnesini izlemeye gittiği kim varsa yalnızca iç geçirerek eşlik ediyor, kimseye göstermediği hayalleri toz bağlamış, kitap okumayı bırakmış, diline doladığı isimleri kendi haline salmış, bayramda izin alabilirse ailesinin yanına gitmeyi düşlüyor, geç kalmışlığın aceleciliği baş gösteriyor, tamire verilmeyi bekleyen birkaç kıymetli şey var hala, kuaföre uğramayalı bir dolu zaman olmuş, kendini zamanın pençelerine teslim etmiş, yüzünde geçmişinden alacaklarını unutmaması için ortaya çıkmış çizgiler var, bedeni güne başlayamayacak kadar yorgun, hastalığıyla bütünleşmiş durumda, aklı yapılacak listesiyle dolu, günleri ertelemelerle geçiyor, her şeye geç kalmışlığın acısını daha da gecikerek çıkarıyor, herkesin ondan beklediği başarı listesine karşı onun elinde sadece nereden başlayacağını bilmediği bir yol haritası var.. Kalbinin ve aklının dengini bul, aldığı tek önemli not.. Fırtınanın ensesinde solumasıyla kendisine geliyor..

Oturduğu taburenin sertliği rahatsızlık vermeye başladığında paketindeki son sigarasını yakıyor, bugün bayram, herkesin bir araya gelmesine vesile olabilecek nadir bir zamanda yapayalnız olduğunu görüyor.. Bir şarkı açıyor ses olsun diye, ”yine sevebilirim hayatı” diyor şarkıda, sigarasını yarılıyor, önce yara izlerine bakıyor sonra aklına.. Evini inşa ettiği bu yüksek rakımlı tenha bölgede nelere sahip olduğunu ne kadar düşünürse düşünsün hep eksik kalacağını biliyor.. Çünkü artık emin; sadece farkında olmak yetmez, sadece istemek yetmez, sadece harekete geçmek yetmez. Ona, ondan çalınanların yerindeki boşluğu doldurabilecek bir mucize gelmeyecek.. O yüzden biliyor artık.. Ne bayramlar eski bayram, ne hayat eskisi gibi heyecan verici, ne kitaplar yeni kahramanlar yaratabilir, ne yazdığı hikayeler yeni bir tat verir, ne kemanı farklı bir sese sahip olabilir artık..

O yüzden iki seçeneği var; ya geçmişinden çalınanların yerine ödeme yapmadan daha çok borç isteyecekti ya da geleceğine borçsuz adım atabilmek için tabureden kalkıp bir şeyler yapacaktı.. Bazı şeylerin tadı geçmişte daha güzel olarak kalabilir, yine de yeni şeylerin tadını alabileceğimiz nice güzel bayramlara..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın