.. AZİZE ‘NİN AYLAKLIĞI..

Her şey öyle kusursuz bir tıkanıklık içerisinde ki, hiçbir şey ilerlemiyor. Mükemmel bir durağanlık içerisinde boğuluyorum. Dengeli olmayı beceremeyen koyu bir koç kadınıyım.. Sabretmeyi öğreniyorum dedikçe sabrın sınavının derecesi artmaya başladı. Bir nefes alsaydık, bir tadını çıkarsaydık, dersi öğrendik diyerek meyvesini bir yeseydik. Hayata dair ne kadar aceleciysem o kadar durdurulmaya çalışıyorum..

Moral düşürmek yok, enerjimizi partilemeye harcamak varken olmayanlara harcayamayız.. 

Aslında hiç yazasım yok, yürüyüş yapasım da yok, insanların içine karışasım hiç yok, hava bu isteksizliğimin aksine güneşli ve keyifli. İşte sorun bu! Her şey zıttımda ilerliyor. Yaptığım iş tam olarak insan kalabalığının göbeğinde olmama neden oluyor, yürüyüş yapacağım hava polenlerle alerjimi azdırıyor, hoşlandığım kişi benimle alakası olmayan bir hayat yaşıyor, arkadaşlarım kafa dağıtma algımın bir tık dışında kalıyor, ailemse mesafelerce uzakta, canım dostlarımla aramda kilometreler var, istediğim her şey benim çok uzağımda. İstemediklerimle çevrelenmiş durumdayım. Bir şeyleri görmem mi gerek, yoksa sadece seçimlerimin sonuçlarını yaşıyorum diyerek seçimlerimi mi değiştireceğim, bilmiyorum. 

İki şeyden eminiz; ışığımızı söndüremeyeceklerinden, zıtlıklara rağmen partilemeye devam edeceğimizden.. 

Kendime 7 ağaç kadar uzaklıktayım.. Aylaklığım sorumluluklardan kaçmamı sağlamıyor, hayal kırıklığım zorlamamı engellemiyor, takıntılarım her sabah uyandığımda inanmamı engellemiyor. Kendime eziyet mi ediyorum yoksa kendimi yeniden mi doğuruyorum, kim bilir, ben bilirim..

Shrek gibi gece başka gündüz başka olanları reddediyorum. Aklımda hakimiyet kuran düşünceler zırvasını reddediyorum. Kalbimde aynı yerleri kanatan duygusal yoğunluğu reddediyorum. Maddesel zorlukların hayallerime ket vurmasını reddediyorum..

Deliliğimin nirvanasına ulaşıp doruklarda dans etmeyi seçiyorum. Zihin kıvrımlarımdaki ışık sızıntısına ulaşmayı seçiyorum. Kalbimin heyecandan patlayacak kadar tutku dolu olmasını seçiyorum. Maddi dünyanın götürüsünü yolumun temizlenmesi olarak kabul ediyorum..

Kaçmak yok, savaşmak yok, donakalmak yok.. Telaş yok, kuruntu yok, moral bozmak yok. Duygu durum bozukluğu yok, tamam bu konuda biraz esnek olalım ara sıra olabilir.. Yalan yok, hazcılık yok, doyumsuzluk yok, açgözlülük yok, abartma yok.. Sakinlik, düzen, akışta kalmak ve olanı olduğu gibi kabul etmek var.. 

Tıpkı azize gibi, yüzeyde kalmak ve çırpınmadan vazgeçmek zamanı. Çocuksu heyecanı yeniden yakalayıp ve yetişkinlik tecrübeleriyle harmanlayıp yeniden bir şeyleri inşa edeceğiz..

Aklınızda takılı kalan kişileri düşünün bugün, neden orada ve neden sizi meşgul ediyor? Buna değerse kahveye davet edin, değmiyorsa kahvenizi kendiniz içmeye devam edin.. Aklınızı yoran bir konuyu düşünün bugün, neden orada ve sizi neden yoruyor? Eğer buna değerse, çözmek için harekete geçin, çözülmeyecekse daha da düğüm yapın ve olduğu yerde bırakmaya gayret edin. Kalbinizden geçen bir hayalinizi düşünün bugün, neden orada ve neden yarım kaldı? Eğer 1 yıl sonra o hayale sahip olmak istiyorsanız bugün bunun için küçük bir adım atın, eğer gerçekleştirmemek ukde olarak kalmayacaksa kalbinizi başka şeyler için atmaya bir şekilde ikna edin..

Hava can sıkacak kadar keyifli bugün, eğer kendine bir güzellik yapmak istiyorsan havanın güneşli ya da yağmurlu olmasını umursama, sevmek bazen sahip olmak değil sadece olma halidir biraz da..

Yanlış bir dönemde yaşıyor olmanın stresini bir kenara bırak bugün, doğru anın kanına karışmasına izin ver..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın