.. ŞARKILARDAN BİR DEMEÇ..

Kimi zaman sözlerine, kimi zaman sadece müziğine dikkat ederiz. Kimi zamana sadece bir ses olsun isteriz. Duygularımızı ifade eder, düşüncelerimize ortak olur, bazen en karanlık yönlerimizi bile bize çaktırmadan anlatır şarkılar.. Hiç tanışmadığımız, hatta yitip gittiği için tanışma ihtimalimiz olmayan insanların hikayemize eşlik etme şekli aslında.. Kimi zaman bizi bize bizden daha iyi anlatıyorlar hatta..

Aslına bakarsanız hayatımıza girmiş insanlarda bunu bilmeden de olsa yapıyor. Hayata bakış açımızı etkiliyorlar, sevme şeklimizde el atıyorlar, kimyamızı değiştiriyorlar, coğrafyayı yeniden tanıtıyorlar, matematiğinizi geliştiriyorlar, evrenle aranıza empati tohumları ekebiliyorlar ya da ekilen tohumları zamansız biçmenize neden oluyorlar..

En karanlık yanımıza dokunanların izi neredeyse hiç silinmiyor, parmak izlerinin eşsizliği tam o noktada el değmez müzesi gibi saklı kalıyor. Gölge yanlarımız gün içinde bizimle en çok temas yanımızken biz kendisiyle pekte iletişim kurmadan seçimler yapıyoruz.. Tenine dokunduğumuz insanlar, iletişim kurma şeklimiz, uyku saatlerimiz, güne başlama halimiz, sesini duyunca huzur bulduklarımız, ağzını açtıkları an ruhumuzu sıkanlar, ilişki seçimlerimiz, yemek yeme alışkanlığımız, duygularımızla temas etme biçimimiz gölge yanımızın birer yansıması oluyor. Bizlerse rutinin verdiği zaman kazanma kavramında her şeyi kendi planlarımızla ilerlettiğimize inanıyor ve tatmin olmaya çalışıyoruz..

Müziği duyma şeklimiz dans edişlerimizi öyle etkiliyor ki bizler kendimizi eşsiz birer parti insanı sanıyorken, dışarıdan öyle görünüyor oluşumuzun ihtimali pek aklımıza gelmiyor. Asıl soru şu, gerçekten kendi müziğini duyabiliyor musun?

Toplu bir ortamda her çeşit  müziğin arka arkaya açıldığı anı düşünün; ritmini, akışını ya da sözlerini sevdiğiniz müzik çaldığı an gözünüzde yanan spot ışıklarına eşlik eden muhteşem adımlar atarken pekte size hitap etmeyen müziğin çalınması dansınızı mahvedebiliyor.. Ailemiz, arkadaşlarımız, aşklarımız da tam olarak burada müziğimize eşlik ederse onlarla muhteşem bir uyum yakalarken müziğinizi duymayanlarla sendeleyebilir, bazen de onlarla aynı dans pistini paylaşmayı bırakabilirsiniz.. Hepimiz kendi orkestramızın maestrosu olmayı arzularız bir noktada. Oysa kimimiz eşsiz bir sese sahibizdir, kimimiz yaylı çalgılarda mükemmel bir kontrol sağlarız, kimimizinse parmakları iyidir ve vurmalı çalgılarda muhteşem işler çıkarırız. Bu hayatımızın kontrolünü başkasına bırakmak gibi görünebilir, oysa asıl konu sahip olduklarımızla olamadıklarımız arasında kendimizi seçip seçmememiz..

Müzik ritmiyle, sazıyla, sözüyle bizi ortak noktada buluşturabilir. Sevdiğimiz her şey ve herkesi orkestraya dahil etmeyi isteyebiliriz.. Gelin bunu dönüştürelim; sesimiz, bir şef edasıyla batonu kullanma şeklimiz ve bedenimiz nereye aitse tam olarak orada, tam da kendimizle ve bize eşlik etmek isteyenlerle, elbette eşlik etmeyi bırakanlarında iziyle bir sahne kuralım..

Yağmurlu havaların, güneşin gözünüzü yakışının, bağımlıklarınızın, alışkanlıklarınızın, oldurtamadıklarınızın dansınız mahvetmemesi dileğiyle..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın