..GÜLÜMSE, VAZGEÇİYORUM..

Önümüzde bir güneş tutulması varmış, yarın, koç burcunda. Astrologlar kadersel değişim, köklü dönüşüm konusunda hem fikir. Bu da eskiye bir mektup, sessiz bir veda olsun. İyi bir terapi yöntemi olarak yazmayı devamında da yazılanı yakmayı veya suya atmayı önerenler var. Yaktığımda oldu yazdıklarımı, suya attığımda. İçimde neyi tamamladı bu, bilmiyorum. İnsan bazen de bazı şeyleri yapmış olmak için yapıyor, öyle çokta matah bir şey olduğu için değil..

Üzerine titrediklerim, açıklamalarla kendimi ifade ettiğimi zannederken sıkılanlar, kendimden vermekten hiç çekinmediklerim, bazen de öfkeme maruz bıraktıklarım, kırgınlığıma ortak olanlarım, ortak yaralarda buluştuklarım, sınandıklarım, ders olduklarım, arkamı dönüp gittiklerim, hiç düşünmeden terk edenlerim, savaştıklarım, seviştiklerim, sövüştüklerim, yargılayanlarım, anlamaya çalıştıklarım, kıymetli gözyaşlarım, sevecen kahkahalarım, ışıltılı karanlıklarım, depresyona sokan aydınlıklarım, kavgalarım, kaygılarım, darladıklarım, kafayı taktıklarım, görmezden gelenlerim.. Gülümseyin, çekiyorum..

Sevgili 29 yaşım, tam olarak kavuşmamızın üzerinden 24 gün geçti. Baharın ayak seslerini duymaya yeniden başladın. Seninle gurur duyuyorum. Hatalarından ders almaya başlamanın, at gözlüklerinle vedalaşmanın, yeniden sahneye çıkıp dans etmenin tadını alacaksın. Sana inanıyorum. Kendine biraz daha zaman tanı, en büyük sınavını sabırdan vereceğini gördün. Bunu unutma. Tez canlılığın senin eşsiz bir enerjiye sahip olmanda kaynaklı. Kendini hatırla..

Sevgili 25/28 yaşlarım, ne büyük bir savaştı ama.. Güzel bir yenilgiydi, bunu 29 yaşında anlayacaksın. Heyecanlarına aklından daha çok teslim oldun, seçimlerini hormonların ve duyguların yönetirken cefasını ruhun çekti. Duygularında yükselişe geçerken, nereden bilebilirdin bunların tetikleyici birer unsur olacağını. İyi ki de yanıldın, Senin yanılgıların benim gerçekliğimi ortaya çıkardı. İhtiyaçlarımdan hayatıma dahil ettiğim her şeyi ve herkesi sıkı sıkı tutmak için çok çabaladın. Şimdilerde ihtiyaçlarınla seçimlerin arasında, sevmekle istemek arasında ne denli bir fark var ve bunlar seni neye dönüştürdü ve dönüştürecek bunların sayesinde öğreneceksin.. Seni seviyorum, sevilmeyi hak ediyorsun bunu unutma..

Sevgili 17/24 yaşlarım, benim canım deli kızım.. Ne muhteşem bir ahenkti o. Senin sayende hatırlıyorum, tepem attığında nasıl da dimdik durduğumu. Sayende hatırlıyorum hayatla dans edebileceğimi. Benim tatlı agresifim. Benim gözü kara, ruhu devrimci, aklı bir karış havada tatlı aylağım. Nasılda hayatı anlamadan, direnişler gösterdin öyle. Saydın, sövdün, anlamadın. Sevdin, sevildin, şımarttın, koştun, durmadın, uykusuzluğun tarihini yazdın yeni baştan, gülümseterek verdin savaşlarını. Hayatın senden hep alacaklı olduğuna inanarak vermemek için ne de güzel inat ettin öyle. Kafası dik, burnundan kıl aldırmayan, her şeyi yenebileceğine inanan, hayata diş geçirmeyi kafaya koyup bir türlü nereden başlayacağını bilemeyen, bugünkü ertelemelerimin yorgun savaşçısı seni.. Sana inanıyorum, yeter ki yeniden atsın kafan..

Sevgili 9/ 16 yaşlarım, benim canım bilinmezliğimin anakarası.. Ailenin problemli ve akademik olarak başarısız olmak için kendine ket vuran ve bunun için elinden geleni yapan biricik ergenim benim. Sayende diyorum, ben çok keyifli bir çocukluk geçirdim diye. Zamanın deresinde akıntıya kapılıp gideceksin yaş aldıkça. Heveslerinle, hedeflerin arasında çırpına çırpına büyüyeceksin. Dişlerini sıka sıka gülümsemelerinin, astıma inat top koşuşturmalarının, sokağını tozunu yutarak günü geçirmelerinin tadını çıkar.. Senin sayende bugün bir kağıt parçasına tapıp insanlara değer vermenin ne denli gereksiz olduğunu, özünde yatanın daha kıymetli olduğunu öğreneceğim. Gerçi diploma konusunda biraz daha istekli olsaydın pekte fena olmazdı, çünkü bugün kariyer konusunda hayalini gerçekleştirsen de standartların içine bir türlü giremedin. Diplomayı ciddiye almadığın için tatlı bir tokat yiyeceksin gelecek zamanda, yine de pişman olmayacaksın korkma. Meslek kategorisi içinde hep, benim iyi bir insan olacağım derdin, bunu başardın. Hayallerinin hepsine sahip çıkamadım şimdilerde, biraz meşguldüm kendim dışındaki şeylerle, ama en önemli olanı gerçekleştirdim, sana söz diğerleri için yeniden deneyeceğim.. Seni görüyorum, bunu hep bil..

Sevgili 4/8 yaşlarım, benim kıymetli kara kutum.. Ailenin karanlık tarafının biricik genetik mirasçısı.. Travmaların ve dramanın biricik başrolü. Bugünkü savunma mekanizmamın yegane kaynağı. Benim narin, derin ve yalın, deli dolu,  bilinmediği yerlerden yaralanıp huysuzlaşan, güzel kızım.. Seninle temasa geçebilmek öyle zor ki, kelimeler kaynağı olduğun hayatı anlatmakta güçlük çekiyor.. Sırt dönerek eşlik ettiğin, varlığını bir gölge gibi hep yanımda bulundurduğun nice doğum günleri geçireceğiz seninle.. Her yaşımda bir şey beklercesine yaklaşsan da bana kaçacağım senden.. Bunun özrünü bugüne bıraktığım için üzgünüm.. Hayat ve genlerin daha o yaşlarda sende derinlikler yaratacak, sessizce sinecek her hücrene bu durum. Sen konuşmayı geç öğrendiğinden olsa gerek ileride neredeyse hiç susmayacaksın, yine asıl söylemek istediklerinle yaşamayı istediğin duyguları o naif sırt dönüşün ve kırgın suskunluğunla anlatmaya çabalayacaksın. Hayattan ürktüğün kadar, üzerine gitmeye çalışacaksın. Hep bir çelme hissedeceksin ayağında, suçlusunu arayacaksın yıllarca.. Yıllarca aklı savruk, ruhu yaralı, kalbi dağınık bir aylağın hikayesini yaşayacaksın. İnan bana, bu seninle barışabilmemiz için öğrendiklerimizden geçen yol. Bugün, tam da şuan en çokta seni görüyorum, anlıyorum, seviyorum ve seni takdir ediyorum. Onca fırtınaya ve savaşa rağmen bir sanat eseri gibi nasıl da dimdik duruyorsun öyle.. Olduğun gibi yalın ve derin, huysuz ve sempatik, uykuya aşık ve enerji dolu halinle iyi ki varsın..

Ve sevgili sen;  zamanın hızına kafa tutarak, kendinden olanın sızlamasına izin vererek, kırgınlıklara rağmen çabalamaktan vazgeçmeyerek, yaşatılanlara inat korkmadan severek, karanlığa inat güvenerek, burada olduğun için teşekkür ederim..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın