..HADİ DANS ET KALBİMİN ÜSTÜNDE..

Düşünce gücünü değiştir, dünyan değişsin derler. Demek ne kolay. Aşık olabilirsin, olmak ne kolay. İhanet edebilir, ihanete uğrayabilirsin, yapmak ne kolay. Yeniden başlayabilirsin, başlamak ne kolay..

Kolay olanı seçmek ne zor. Zor olandan vazgeçmek daha da zor.. Bugüne kadar vazgeçtiğimiz çoğu şeyin bize iyi gelen yanlarımız olmasının olasılığı, bize zarar verenlerden uzaklaşma olasılığımızdan daha yüksek oluşu ne üzücü.. Nefes aldığımız sürece yeniden başlamak mümkün, sevmek yeniden mümkün, dürüst olabilmek mümkün..

Kendini bilen, bilir dünyanın sırrını. Kendini bulan, bulur Süleyman’ın hazinesi. Kendini kaybeden, kaybeder yolunun haritasını. Yolculuk aslında kendinde başlar, kendini bulmakla başlar. Bitmez, nefes alışın son bulana kadar. Kendin olabilmek bir delilik yolculuğu ve cesaret isteyen bir savaştır, bu bir başladı mı bitmez bir daha.. Siz bu yolculuğun tam olarak neresindesiniz peki? 

Hayatım, 29 yaşımın ortasında üç evreye ayrılmış vaziyette.. Geçmiş, geçmişin tortusu ve bugün.. Geleceği yazmak içinse bir 6 ayım var.. Her şeyi planladım.. Sis kaybolmaya başladı.. Ne istediğimi biliyorum, sıra ne yapmam gerektiğinde.. Yaklaşık iki haftadır bir rutin oluşturdum, zor ve benlik olmayan bir alışkanlık olan erken uyanmak bunun en önemli yapı taşı.. Gece geç saatlere kadar çalışan, sabahın yedisinde eve gelen biri için öğlen bir gibi uyanmak mükemmel bir alışkanlık bense bunu sabah on yaptım.. Yemek yemeyen, sigara ve kahveye bağımlı olan biri için kuru fasulye yemek nen kadar önemli bir bilseniz, yiyebilmek.. Duş almadığı için saçları keçe gibi olan, zayıflıktan kemikleri sayılan, yorgan ve yastığın yoldaşı olan biri için saçlarını boyatmak, kendi şampuanını seçmeye başlamak bir devrimdir mesela.. Kendini izole etmiş birinin, tek başına tiyatro ve konsere gitmesi var olan hükümeti yıkıp yeni bir cumhuriyet kurmasıdır mesela.. En kötü ve en mucizevi kısmına geliyoruz; hayatını insanların içinde geçiren, sosyal bir kelebek olan, tut ve heyecanlı yapıya sahip olan biri için bunları yapmak kolay denilse de zor kısmı yapamama halini yaşamak. Hep geçmişe tutunup ama ben yapabiliyordum şimdi ne oldu derken, aynadaki yansımada gözlerinin içindeki ışığın söndüğünü görmek ne demek bilir misiniz, sanmıyorum.. Asıl zorluk buydu, asıl mucize ise yeniden başlayabilmek oldu..

Bir kere bu kalbin pavyonlarını aydınlattın mı, onu söndürebilene aşk olsun.. Kendine yaslandın mı seni, yıkabilene aşk olsun. Kahkahanı keşfettin mi, sesini kesebilene aşk olsun.. Aşk olsun da nasıl olursa olsun demeyin, aşk bunu yaptırmaz, yaptırmazmış yani.. Dans edemeyen birine ritim duygusu aşılarmış aşk, hayvanlardan korkana başlarını okşama cesareti verirmiş aşk, doğaya alerjisi olanın ağaca sarılmasını sağlarmış aşk, nodülü olana inatla şarkı söyletirmiş aşk.. Onca acıklı şarkı, yaralı hikaye de aşka dahil mi demeyin, elbette her güzel şeyin iyi ya da yaralı bir sonu olmalı. Olmalı ki yenilerin başlamaya yüzü olsun hayatımızda..

Spot ışıklarının altında; yeniden heyecan ve tutkuyla aşık olabilmeniz, cesurca adım atabilmeniz, dans etmekten ve dansa kaldırmaktan çekinmediğiniz, kendinize ve var olan her şeye yeniden inanabilmeniz, savaşmaktan korkmadığınız nice yeni başlangıçlar yapabilmeniz dileğiyle..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın