..TECHNO’DAN ARABESK’E YA DA TAM TERSİ..

Sevdiklerimiz, sövdüklerimiz, migrenimizi tetikleyenler, travmamıza yol açanlar, küstüklerimiz, güldüklerimiz, öğrendiklerimiz, yok saydıklarımız, kavramlarımız, anlamlarımız, davranış ve düşünce biçimimiz sürekli tazelenir. Biz istesek de istemesek de.. Seve seve ya da söke söke değişir. Her yaşın kendine has bir cehaleti var, öğrendikçe yeni level’e geçersin. Her biri daha mı zor tartışılır.. Her an anlayabilir miyiz, tartışılır..

Müzik zevkim sürekli evrim geçirmekle meşhur. Artık başımı ağrıtan tek bir tarz kalmadı. Hepsini dinleyebilirim, lakin özel olarak açtıklarım elbette ayrı.. Kimyam değişti; çabuk sever, zor bırakırdım, alışkanlıklarım hayatıma sürekli bir yön verme halindeydi, kaybetmemek için dişimi tırnağıma takar çabalardım daha çok kaybederdim. Matematiğim değişti; denklemin içinde sadece sevgi ve güven vardı, inanırdım hemen, sorgulamaz açıverirdim yüreğimi, oysa şimdi öyle mi, neden-sonuç ilişkisi arasında duygu ve düşüncelerimi yönlendirmeye çabalıyorum, denklemin girdisi çıktısı rakamsal olarak aynı da olsa kavramları değişti. Beslenme çantam değişti; alkolü bıraktım mesela eğlenmek için su içmem ve vücudumu serinletmem yeter, kahvaltımı muhakkak yaparım gün boyu yemesem bile olur, her koşul ve yerde kahve içerim, bir yerde kahveci varsa orada yaşayabilirim. Coğrafyam değişti; çantamı alıp gitmek istediğim şehre çiçekler ekmeye başladım, geçmişte ektileriminse ürünlerini toplamaya başladım. Hayat bilgim değişti; doğayla daha çok vakit geçirmeye başladım, köpeğimin zamanına daha çok ekleme yaptım, insanların davranışlarının sorumluluğunu almamaya başladım, düşüncelerine yön veremeyeceğim yerde susmayı öğrendim, vazgeçmekle savaşmak arasındaki değer yargımı yeniledim.. Beden eğitimim değişti; can isteğime bağlı olmaksızın yoga yapıyorum, şpagat açamamak mühim değil asıl önemli olan bedenime hak ettiği rahatlığı ve sağlığı sağlamak. Psikolojim ve sosyolojim değişti; depresyon tedavisi görmek beni çokta üzmemişti, çoğumuzun mustarip olduğu bir ruh hali olsa da bipolar olduğumu ehliyeti alacağım an öğrenmek soğuk suyla soğan kamyonunda duş aldırttı desem yeridir, depresyon ve anksiyetemin asıl sahip olduğum bipolarlığın ana hatlarını oluşturduğunu öğrenmek tokat etkisi yaratmıştı. Bocaladım, korktum, kaçtım, inanmak istemedim, her şeyden hastalığımı sorumlu tuttum, herkesten tiksindim beni tetikledikleri için, beni anlamayanlara duvar oldum hemen, ailemi suçladım genlerimle oynadıkları ve normal bir insan olamama sebep oldukları için.. 

Normal insan olmak.. Halbuki çok yeni anlıyorum, ailemin genetik mirasının bana bir hazine bıraktığını; kendimi ve iyi insan oluşumu.. Bana hediyeleri bipolar olmak değilmiş; merhametmiş annemin mirası, dik durmak ve savaşabilmeyi bilmekmiş babamın mirası.. İnsanların yargılarına boyun eğmeden dans edebilmekmiş bana öğrettikleri. Ötekileştirdiklerine sevgiyle yaklaşabilmekmiş. Her canlıya aynı sevgi ve saygıyla yaklaşmamı sağlamakmış mirasları.. Potansiyelim dünyayı kurtarmak olabilir ya da olmayabilir deneyeceğiz, bugünse tek bir şeyden eminim normal olmak sikimde değil, sevgiyle köpeğimi iyileştirdim, beni seven dostlarım ve ailem sayesinde kendimi iyileştirdim, mahallemi çiçek bahçesi yaptım, güvenin ucuzluğuna başkaldırdım güven aşıladım, ben var ya bu kızı o mirasla büyüttüm..

Bataklık ve çürümüş kalplerle dolu bu şehirde, sevgiyle bakabilmeyi başardım. Çocukluğunda kalbinden vurulmuş olanın yaralarına dokunmadan onlarla bir yürümek için elimden geleni yaptım, yoruldum, kırıldım, pes ettim, inanmaktan vazgeçtim, yorganı çektim kafama, ağlayarak çok geceler uykusuz kaldım, çektim bacaklarımı karnıma akıttım salyamı sümüğümü başaramıyorum diye, hastayım ulan ben dedim inandım kalbi kirli olanların dünyasına, duş almadım, yemek yemedim, gülmedim, ışığını kapattım kalbimdeki pavyonun. Bırakmadı ailem, dostlarım. Vazgeçmediler benden, bana inanmaktan. Başımı okşamaktan. Zamanında ektiğim her tohum hastalığımda yeşermiş meğer.. Onca çirkin yapının içinde başı dik bir sanat eseri gibi durdum, kendime uzak kaldım her yolu yeniden keşfettim..

Şimdi aklımdaki müzik hiç durmuyor, maestro beni bırakmıyor, ayaklarım ritmini yeniden yakalıyor, Gözlerim ışığını kazanıyor yeniden.. Aylarımı, mevsimlerimi aldı belki. Yine de hem technoyla hem arabeskle dans etmeye yeniden başladım..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın