..ÇİÇEK EKEN VAR SAKSIMA BİR DE..

Bipolar bir haftayı geride bıraktık, şimdi sırada daha şizofrenik bir hafta var.. Her duyguyu coşkuyla ve yüksekte yaşadık hepimiz, ne tarafta olduğumuzun önemi olmadan. Siyasetle midemi yeterince bulandırdım, bugün hayatımıza kasteden ya da tam tersi çiçek eken insanlara değinelim biraz..

İzmir’den ayağımın tozunu sürüyerek geldim, iner inmez ilk işim doktora gitmek oldu. Malum başlara dönme korkumu hepimiz biliyoruz. Lakin birçok insandan daha normal olmam sonucu ilaçlarıma hatırı sayılır bir ekleme yapıldı ve evime geldim. Biliyor musun, hayatıma bulanıklık yaratan da çiçekler saçan da bana bugünü armağan etmiş aslında.. Kendimi bulabilmem için beni benden çalmışlar, iyi ki de yapmışlar..

Güdüleriyle hareket eden hayvandan tek farkım düşüncelerimle güdülerimi destekleyerek hareket etmem.. Vallahi on numara item.. Kendinin farkında olmak yetmez çocuk, kendinin en pislik yanını da görüp anlaman lazım. Ben gördüm. O derinlik ve karanlık dehlizde ne kirli çamaşırlar var aman allahım. Hayatıma bir saniyelik merhaba diyen de, hala hayatımda olanlar da hep tetikleyici olmuş o karanlığın ortaya çıkmasında.. Korkularımı tanımlamayı öğrendim hala öğreniyorum. Yüzleşmekten kaçtıklarımın ne olduğunu gördüm, hala görmeye çalışıyorum. İyi insan olmak kavramı altında zincire vurduğum şeytanlarımı serbest bıraktım, bırakmaktan korktuklarım hala var.. Hazcılık ilkemin temellerine baktım, pek bir sağlam maşallah.. Elimde olmayanları ortaya koymamın sebeplerine baktım, mükemmel bir genetik mirasçıyım. Bana katılanları alma konusunda hiç tereddüt etmiyorum, bana hizmet etmeyenleri de hayatımdan çıkarmak konusunda eper direnç gösteriyorum. Ay bu zihnimin kıvrımları temizle temizle arınmıyor.. Ama kaosla dans etmeyi özlemişim çocuk..

Dans demişken, kendimi göstermekten hep sakındım. Görsünler istedim, istiyorum o ayrı. Yine de ortaya koymak kendimi çekindiğim bir konu haline bürünmüş.. Bugün İzmir’den aklımın karmaşasıyla döndüm; potansiyel, amaç, birikim, kayıplar, kazançlar, ahlak yasaları, etiksel davranış biçimleri, duygusal düşünceler hepsi iç içe geçmiş durumdaydı. Yazmaya başlayana kadar.. Yazdıkça görüyorum; kaotik dansın içinde nasıl da heyecanlı oluşumu, kaybetmekten korkmadığımı aksine kaybetmeye meyilim olduğunu, yakıp yıkmanın ezici üstünlüğüne sahip oluşumu ve hamurumu şeytanın yoğurmuş oluşunu..

Sevgili yaralı aşklarım, bıçaklayan dostlarım, mağdur olan ailem ve elbette kahraman olmaya çabalarken zorba olan sevgili kendim; düştün, kalktın, koştun, durdun, kahkaha attın, ağladın, borçlandın, kazandın, savaştın, kaçtın, sessizliğe gömüldün, coşkuyla anlattın, bağın bahçende oldu, elinde kuru bir kalemle bir başına kalışında, sahnede şarkı da söyledin, bir tiyatro oyununda atakta geçirdin, yanlış gelen ilişkiler de kurdun, doğru insanı da kaybettin, asla dediklerini yapmışlığında var, yaparım diye gaza gelip vazgeçmişliğinde, sevgiyle sarıp sarmalayışında var, öfkeyle yakıp yıkışlarında.. Her şeyinle ve elbette hiçliğinle, ying yang misali kendi dualiteni yarattın.. Karanlığını da gördün, aydınlığına da göz attın.. 

Bugün bu eve sıfırla girdin. Şimdi yeniden seçim yapacaksın. Ya daha dibe girip tanıdığın karanlıkta yalpalayacaksın, ya da aydınlığının sınırlarını genişleteceksin. Tam şuan sıfır noktasındasın.. Her anlamda; dostluklar, ilişkiler, kariyer, birikimler, davranış biçimlerin ve düşünme şeklin konusunda.. Şimdi onca yıkımın üzerinde duruyorsun elinde iki seçeneğin var sevgili çocuk; yeniden mi inşa edeceğiz, enkaza mı gömüleceğiz?

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın