..YAŞADIKLARINI YAZMAYI BIRAK, YAZDIKLARINI YAŞA..

Bundan birkaç yıl kadar önce sesine ve sözüne değer verdiğim birinin sözüdür bu başlık aslında.. Hep yaşadıklarını yazıyorsun biraz da yazdıklarını yaşamaya dene demişti. Bugün en absürt, en ironik isteklerimizi sıralayıp geri kalan işi evrene bırakalım..

Mesela ben bugün neşeyle kahkaha attıracak bir mucize bekliyorum. Elbette sadece beklemekle kalmamak gerek. Hayatı pencereden izlemeyi huy edindiğim bir dönem olmuştu ve inanın bana fırsatlar size en fazla sokağınızdaki kaldırım kadar yaklaşıyor bu durumda. Mucize çok geniş bir kelime olduğu için bunu biraz açalım; yarınımı düşündürtmeyecek bir bolluk gelsin bugün hayatımıza, sevdiklerimiz koşulsuz bir şekilde ben buradayım desin, sesimiz daha neşeli çıksın bugün, sorunlar değil çözümlerle dolu bir gün olsun bugün, sanatta ve aşkta fırsatlar çıksın karşımıza, sağlığımız parlatsın gözlerimizi..

Hayallerin verdiği pembemsi huzur hayatın karanlığını aydınlatsın bugün. Kimsenin kahramanı değil, kimseye zorba değil, kendimize yaşam kaynağı olduğumuz bir gün olsun. Öyle bir gün olsun ki; ne merkür retrosu alsın götürsün bizden birilerini, ne ülke şartları bunaltsın ruhumuzu, ne düşmanlık yıldırsın aklımızı ne de duygular çürütsün içimizi.. 

Bugün yasaklayalım hayata dair geç kaldığımız ne varsa, gururun önüne çiçekler geçsin mesela, bir markette bir kırtasiye de bir kafede öylece aylaklık ederken aa bu tam senlik dediğimiz hediyeler verebilelim birilerine mesela. Şiir okumak klişe olmaktan çıksın bugün, kahveler alelade sohbetlere meze olmasın, rakının adabı yerine getirilsin, yemekler doymak için değil hayatın tadını almak için yenilsin bugün.. Geçmişe sünger çekmeden hatasıyla sevabıyla kabul görsün, yapılır bazı eşeklikler denilebilsin bugün. Hani diyor ya şair, oysa tanrı biliyor ne güzel uyanmıştık bugün, diye işte o gün bugün olsun mesela.. 

Ruhumuzun travmatik yırtıklarından içeriye şifa sızsın içeriye. Aklımızın köhne ücralarında hoş müzikler çalsın bugün. Tarih tekerrürden ibaret olmasından yeni bir gün yazsın bizim için. Sadece sevgilisi olanlar değil, ruhunda aşkı yaşayanlar dans etsin sokağın hapishanesi olmuş kaldırımlarında ve başkaldırsın o dans esarete sebep olan her şeye. Deli miyiz yoksa dahi mi önemsizleşsin bugün.. 

Hani diyete başlamak günüdür ya pazartesi, ya da kendimizi kandırmayı sevdiğimiz sıradan bir gün. Hah işte bugün kendi hayatımızın maestrosu olabilme cesareti gösterdiğimiz bir gün olsun, korkuyorsak yaşamaktan ve bunun için varsa geçerli sebeplerimiz ya da kendimize sunduğumuz bahanelerimiz hepsini bir tiyatrocu selamıyla karşılayalım bugün..

Etiketsiz yaşam neredeyse imkansız hale geldi biliyorum, sadece market reyonlarına has değil etiketler bunu da biliyorum. İmkansızı başarırız diyemesek bile bugün etiketlere güncellemeler getirelim bugün. Sözlerimiz banyo pembeliğinin huzurunu hissettirsin, davranışlarımız ”intihar mı etsem yoksa bir bardak kahve mi içsem” diyen Camus’u hayata yeniden inandırmaya ikna etsin.. Deneyelim be kötüyü yaşamakta yaşatmakta, ama bilerek ama bilmeyerek zaten mümkün. Peki iyi olanı?.

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın