Hepimizin cesaretinin kırıldığı konular vardır. Kimimiz hayatın kendisinden kaçar yatak altına saklanır, kimimiz işte yükselmenin sorumluluğundan kaçar, kimimiz aşkın hazzını yaşamaktan korkar. Çoğumuzun sebepleri vardır, bazılarımızınsa sadece bahaneleri vardır..
İlişkilerimiz sadece merak, sevgi, saygı, heyecan dolu değildir. Hayal kırıklıkları, yalanlar, ihanetler ve bir sürü şeyleri de içinde barındırır. Yine kimilerimiz kırık dökük sevmeye saymaya devam eder, kimilerimizse burjuva misali hep kaçak yaşar..
Aslına bakarsanız ilişki kurmak konusunda ben de pek iyi sayılmam. Samimi ve içten bir sevgiyle sarıp sarmalarım herkesi her şeyi. Yine de bir ilişki yürütme konusunda pekte başarılı hikayelerim yok. Hatta hikayelerimin girişi ve gelişmesi güzel olsa da finali pek bir zayıftır.. Son ilişkim biteli iki yılı geçiyor, bu süreçte flörtler ve takılmalarla dolu bir dağılma şeklini benimsemiş olsam da bunların ki flört etmek konusunu bu konudan ayırabiliriz lakin takılmak konusunu pek samimi bulmadığım için bu mevzudan kendimi sıyırdım zamanla.. İçinde duygu ve sadakatli bir paylaşım olmayan hiçbir iletişim ve ilişki bana göre değil, değilmiş..
Güdülerinin peşinden, araba kovalayan bir köpek gibi sorgusuzca koşturan biri olarak yazıyorum bunları. Kendimin en karanlık yönlerine ulaştığım günlerden bu yana kontrol çoğunlukla bende..
Yine de son dönemde ilişki istemiyorum ya, sen çok ciddiye alıyor gibisin, benden bir beklentin olmasıncılar fazlasıyla türedi. Bunların yanında hiç ummadığımız isimlerin evlenip ilişki yapıyor oluşu da arttı. Peki bu denklemde bize neden hep yalın ve derin halimizi anlamayanlar denk geliyor diye düşünmeden edemiyorum. Kimseye hadi hemen yüzük takalım modunda değiliz, lakin on kişiyle de flörtleşecek enerjide de değiliz.. Biz istiyoruz ki paylaşımlarda bulunalım, tanışalım, anlamaya çabalayalım. Peki şimdilerde neden kimsenin buna bir hevesi yok?
Kendimden yola çıkıyorum; bir ilişkiye hazır mıyım, pek sayılmaz. Birini tanıyacak cesaretim var mı, daima.. Her ilişkim hüsranla mı sonlandı, evet. Yine de sevgiye olan inancım bitti mi, asla.. Yanlışlar ve hatalar yapıldı mı, kesinlikle. Yine de yeni hatalara şans verildi mi, kimi zaman.. Tamam, haklısın, benim de kaçtığım sorumluluklar var, lakin bu sorumluluk ve sınırlarımla ilgili konularda.. Hislerin çoğu kontrol dışı olsa bile sadakat seçime bağlıdır, bense sadakati seçmekten kaçmıyorum..
Sevgili kızlarım asıl lafım sizlere.. Her birimiz çiçekli bahçelerde büyümeyenleriz.. Kimimiz bataklıktan yıldızlara bakıyor, kimimiz sokakların sertliğinden kavgacı yetişiyoruz, kimimiz şiir edasında kırılganlığımızla baş başa yaşıyoruz. Kimimiz hayallerin içinde yaşıyoruz, kimimiz gerçeklerle yüz yüze bakıyoruz. Kimimiz işiyle evli, kimimiz aşkıyla.. Yine de her birimiz birer yıldız gibi gecenin zifirisini aydınlatmaktan vazgeçmiyoruz..
Hayal kırıklıkları ve hatalarla dolu seçimler yapacak, kimi zaman pes edecek kimi zamansa inadına savaşacağız. Sevgi yırtıklarına yamalar yerleştirecek, günübirlik seçimlerin sonunda yapayalnız kalacağız belki.. Herkesin dinlenmey7e değer bir hikayesi var, anlatmaya can atsa da bazen sessizliğe gömüldüğü eşsiz anlarla dolu hikayeler.. Kalbi kırılanın güvenmesinin zorluğunu anlıyorum, yine de bazen olaylara tek kırılanın biz olmama ihtimalini unutmadan bakabilmek dileğiyle..
Kalbinin cesareti dağları delen, aklıyla dünyayı yerinden oynatan biricik kızlarıma..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın