..KONUŞULAMAYANLAR..

”Genç balık yaşlı balığın yanına büyük bir heyecanla yüzerek gitmiş ve ben okyanusta yüzmek istiyorum demiş, yaşlı balık e burası okyanus demiş, genç balık ama burası okyanus değil su demiş, yaşlı balık gülümseyerek yüzmeye devam etmiş..” Şu bilge olanların susarak anlamamızı beklemeleri ve tavırları oldukça sinir bozucu. Neyse dönelim küçük kara balığa..

İçinizde büyüttüğünüz en karanlık sırrınızı, en büyük hayalinizi, en büyük korkunuzu bir ringe çıkarsayınız hangisi kazanırdı? Ya da bunları bir orkestra haline dönüştürmek mümkün mü?

Diyelim ki en büyük korkunuz kalabalık içerisinde yapayalnız kalmak, en büyük hayaliniz dans etmek, en büyük sırrınız bipolar olmanız. Bunları harmanlayarak bir sahne kurmak sizi dahi mi yapar, hayalperest mi?

Bir süredir işe gitmek ve insanları dinlemek dışında pek bir şey yapmıyorum ve bu beni monotonluğun içine hapsediyor. Sıradanlığın intihara teşebbüs ettirmek gibi bir etkisi var. 

Dünyaya aktarılacak hikayeler biriktiriyorum ama bu sefer tek bir farkla yaşayarak değil, dinleyerek. Kimi çok sevmiş karşılığını alamamış, kimisi yanlış arkadaşlıklar kurmuş onun kurbanı olmuş, kimisi hayalini kurduğu şeye yaklaşmış fakat zaman yanlışmış, kimisi sevgi yırtıklarına sığınıp hayal kırıklığı yaşamış, kimisi kendini göremeyecek kadar dalgın, kimisiyse sadece kendini görecek etrafta olup bitenleri fark edemeyecek kadar kör. Hal böyle olunca insan durup bir düşünüyor, ilk kaydırmayı ne zaman yaptık ki diğer ilmekler yanlış ilmeklendi diye..

Sakinlik ve huzur son 7 yılımın tek temennisiydi. Şimdi huzura sahibim. Ama küçük kara balık misali aradığımın bu olduğuna öyle inanmışım ki bunu buluna ne yapacağımı bilemedim. Hani abayı kovalayan köpek misali, hani hayalin kendisini istemek gibi. Hayal kuruyorsun ama hayalin kendisine sahip olduğunda ne yapacağını bilmiyorsun çünkü hayalini kurduğun tek şey aslında onu istemek, ona sahip olduğunda artık onu istememeye mahkumsun..

Aşkın kendisini istersin, şehvetini arzularsın, heyecanını özlersin, merakını perçinler var olmasını istemek. Sona ona sahip olursun ve yanında getirdikleri senden götürdüklerine eş olmaza eğer büyük bir hayal kırıklığının içinde tek başına kalırsın..

Sanırım bütün bu toplama çıkarma işleminin sonucu tek bir şeye varıyor, mana kaybı.. Aşkta da, işte de, arkadaşlıkta da mananın varlığı duyguların su gibi akmasına sebep olurken anlamını yitiren her şey tek tek ölmeye başlıyor. İşte tam burada iki seçeneğin var; ya ölüp giden her şeyle birlikte yavaş yavaş boğulacaksın, ya da toprağı havalandırıp yeniden yeşerecek tohumlar ekeceksin.. 

Sürecin hangi kısmındasın bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var herkesin hayatı berbattır yeter ki doğru yerden bakmasını bil ve unutma hepimiz bataklıkta yaşıyoruz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın