Mayıs 2021; parktaki salıncakta geç kalınmış olmayı sorgulayıp, aklımın sarayını yıkmam gerektiğine kanaat getirmişim.. O zaman için yapabildim mi, hayır. Araf içinde kendime cehennem yaratmışım aslında. Yeniden başlamak mümkün müydü, sanmam. O zamanlar için en azından..
Mayıs 2022; sıkılmak, kendi potansiyelinden aslında tamamen kendinde olandan uzakta kalmak sonucu ruhun sana alarm vermesiymiş, yazmışım.. Aklımın kralını özlemişim. Ve yine hatta bu sefer tümüyle her şeyi yıkmaya kanaat getirmişim..
Mayıs 2023; kaybetmeyi hedef almışım.. Sağlığımı, hayatımı, kariyerimi, ruhumu, özümü aslında.. Ve inanır mısınız, bir koç kadını kendini bir şeye adarsa o şeyde sonuna gitmek için fazlasını yapar. Fazlasını yapmışım.. Aylaklık, sevgili dostum, aylaklık etmeyi ne çok benimsemişim..
Mayıs 2024; ”aha etkisi” dolu bir mayıs.. Kendimi hiç bu kadar akışa bırakmamıştım. Elbette bazen nefesim tıkanıyor, ciğerlerim, oksijeni kusamıyor, yine de bu beni yolumdan alıkoyamıyor.. Üç günde mayısa kadar geldik de, üç aydır mayısı bitiremedik sevgili dostum..
Son 3 yılın mayıs raporlaması aslında şöyle; böl, parçala, saçmala, yeniden başla.. Yeniden başlamak.. Yıllarca sadece aklımı meşgul etmiş, eyleme dökülmekte biraz geç kalınmış belki de korkulduğu için eyleme dökülememiş, ama hayattan talep görmüş bir eylem.. Önce kalbimin krallığı, ardından aklımın krallığı ve son olarak ruhumun krallığı yıkılmış. -Mış diyorum, çünkü bile isteye bunu yapacak gücüm yoktu.. Sanki teslim aldığım mağlubiyet ordusuyla, yeniden bir er meydanı kurmam gerekiyor.. Hep bir şeyler isteriz fakat yol ya da yöntemler hatta sonuçlar bile tam istediğimiz gibi olacak sanıp, kendimizi kandırırız. Aslında, hayat ilmek ilmek istediğimizi bir şekilde veriyor da, o şekil bizim estetik algımıza uygun olmadığı için göremiyor ya da görmezden geliyoruz..
İşte en son bunu yıktım, estetik algımı.. Kaybolduk, bocaladık, mağdur da olduk, zorba da.. Yani hakkını vere vere her role girdik, çıktık. Kimi rol üstümüze yapıştı, kimisi hiç oturmadı üstümüze..
Kendi krallığımı yıktım, yıllarca emek emek inşa ettiğim, her yönüyle ince ince işlediğim ne varsa.. Geçmişin yükü, geleceğin kaygısıyla doluydu. Kendine özgüydü, sandım.. Her bir parçasını tek tek yıktım.. En karanlık anlar , gözün görmediği günlerde bile yıkmaktan vazgeçmedim.. İşte şimdi özgürüm..
Geçmişi ve geleceği akreple yelkovana teslim ettim, bugünse bana ait.. Geç kalmak yok, erkenden varmak yok.. Hiçliğin zamanı teslim aldığı, her şeyin altın oranla hesaplanarak yeniden yapılmaya başladığı bugünden..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın