..GÜNE BİR SOKRAT ŞARKISI..

Yozgat haritanın tam olarak neresindeydi? Bugün birine söz vermiş miydim? Verilen sözlerin çürümesine izin vereli ne kadar oluyor? Nereden başlamalı? Nasıl yapmalı? Büyük konuşmak niye sorun oluyor? Sahi ya eski neşemize ne oldu? Yine alerji dönemlerine girdik, ağır geçer mi acaba bu seferde? Kitabı nasıl bitireceğim? Gitmeyi özlerken beni tutan ne? Sahi aklıma girmeyi nasıl başardı? Söylediklerimiz bizi sınamayı ne zaman bırakır, düşünerek konuşmak ne kadar yorucu, insanı aklında meşgul ediyor. Eksikliğimizin kaynağı nereye kadar ilerliyor? Kahveye ihtiyacım var. Çok terledim soğuk duş almalıyım. Evin temizlenip, çamaşırların yıkanması gerek ayrıca kışlıkları kaldırmalıyım artık. Yazı yazma pratiğini bırakmamam gerek, peki bugün neyi anlatmalıyım? Anlatmanın kıymeti kaldı mı ya? Sahi eskiden birbirimize zaman harcadığımız insanların hayatı bambaşka yönlere giderken ben zamanın tam olarak neresindeyim? Beni bu şehirde tutan horozumu, geçmişim mi? Bugün erken uyumayı başarabilmeliyim peki başarabilir miyim? Sözümün eriydim, ne oldu peki sonra? Yine aynı yere döndüm. Kendime bu eziyeti yaparak neyin kefaretini ödetiyorum? Halletmem gereken onca şey var, uygulayacaksam plan yapmalıyım. Her gün planladığımın dışında şeylerle yolum kesişirken hayatımı nasıl planlayabilirim? Büyük mucizeler gerçekleşiyor da ben mi fark edemiyorum? Neyse kahve almalıyım..

Uyanalı birkaç saniye olmadan aklımın hücumuna uğramaktan sıkıldım en çokta.. Halledemediğim şeylerden dolayı mı böyle oldu yoksa, aklımı yanlış mı eğittiğim için bunu yaşıyorum? Bilmiyorum, benden başkasının bilemeyeceğini biliyorum ama.. Kendi başıma çözmekten, çözmeye yeltenmekten en çokta. Sıkıldım..

Aklım bu denli karışıkken, evimi toparlamamın bir önemi var mı peki? Kimileri hayatını toparlamaya yatağını toplayarak başla diyor. Askeri mantık. Uyanır uyanmaz gerçekleştirdiğin birkaç eylem gününü tasarlıyor, gününün bitiş şekliyse alışkanlıklarını oluşturuyor, alışkanlıklarsa kimliğine dönüşüyor.. Yani yatağını topla, duşunu al, dişini fırçala güne başla belki bir gün kazanırsın. Gözünü aç telefonla takıl, kendini sanal dünyaya maruz bırak, kaybetmeni garantile.. Anladım, doğruluğuna inandığım bir geçeklik. Her zamanki gibi denek olarak kendimi kullandım. Alışkanlık için 21 gün dene kuralı, uyguladım.. Hatta tam olarak bugün 40’ı çıktı diyebiliriz; uyan, yüzünü yıka, dişini fırça, yatağını topla, Tarçın’la yürüyüş yap, eve gel hazırlan ve işe gir. Tam 40 gün. Peki, ne kazandım? Gelişimin bu kadar geç olması benim yüzümden mi yoksa bu normal mi?

Kendime yüklenmiyorum, hayatla empati kurmaya çalışıyorum.. Yine de bugün hissettiklerimin farklı olacağına inanıyordum. Belki bunları yapmasam bugün daha kötü olabilirdi tabi bu da bir ihtimal, yine de ben daha iyi olmasını beklerdim.. İlmek ilmek derine inmek iyi bir fikir miydi, tartışılır. Pişman değilim, kesinlikle.. Yine hayal kırıklığı yaşayacak bir beklenti içinde olmayı istemezdim.. 

Kahvemi tazelemek ve Tarçın’la yürümek için kelimeleri burada sonlandırıyorum. Lakin bir şeyi merak ediyorum; kendin için bugün en çok düşündüğün ve aklınla meşgul olduğun konu ne?

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın