Ertele her şey, belki yarına daha iyisi olabilir. Aman biraz geç uyu havalar sıcak azıcık serinleyince uykun düzene girebilir. Boş ver biriktirmeyi, ölüm her an kapıyı çalabilir.. Plan yapsan kaç yazar, hayat önüne yeni şeyler çıkarabilir.. Bekle bakalım, belki de güzellikler bekleyince gelebilir..
İhtimallerin gerçeklerden daha güzel olduğu bir hayat yaşıyorsan geçmiş olsun. Hayal dünyan gerçekliğe galip gelecek kısa sürede ve oradan ayrılmak istemeyeceksin. Kim ister zaten gerçekliğin kahpeliğinde yaşamayı.. Aklın baskın geldiği zamanlarda kendini soğuk suya maruz bırak o seni ayıltacaktır. Gerçi bu anlık ve geçici bir çözüm.. Aman be olsun, bazen de geçici olan güzelleştirir hayatı..
Vakit geçirdiğiniz insanlara şöyle bir göz gezdirin; iş yerinde, sosyal hayatınızda, oturduğunuz mahallede, ailede. Hepsine tek tek bir bakın. Neyinizin yansımasını görüyorsunuz? Ya da o yansıma yüzleşebileceğiniz kadar hafif bir çatlak mı?
Benimkiler biraz tuhaf, hele de on yıldır bir mahallede yaşarken sokağınızın her santimini kapalı gözlerle gezebilecek kadar tanırken. Oraya yerleşen, oradan göç eden kim varsa her birinin parmak iziyle dolu defterleri oluyor insanın. Ya da ben parmak izleriyle dolu defterlerin koleksiyoncusuyum..
Yansımalar, personalar.. Her biri bir hikayenin eseriydi aslında. Kimisi yanlışlarımın sonucuydu, kimisi bizzat yanlışın kendisiydi, kimisi öğrenmem içindi, kimisi bildiklerimi unutturmak içindi, kimisiyle valsa kalktım, kimisiyle sahne korkusu edindim.. Hepsinin toplamı tek bir şeye hizmet ediyordu; büyümek.. Kabullenmekte en çok zorlandığım konuyu, yüzleşmekten kaçtığım tek konuyu önüme defalarca getirmek içindi.. Yine kaçtım.. Ta ki kaçılamayacak kadar işleri batırana dek.. Büyümek çokta matah bir konu olmasa da; kaçarak gerçeklerden, aptallığa yatarak yaşamaktan kurtulamıyorsun..
Her an başlamak için mümkün müdür, olabilir mi her an başlamaya uygun bir an? Bilmem, belki de olabilir..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın