
”Boks ringinde kazanıp, dans pistinde kaybedenlere..”
Hayatın dönüm noktalarında virajı alamayanlar, düz yolun varlığına adapte olmakta hayli zorlanırlar.. Haklı oldukları noktalar var; kaybetmekten yorulmak, başarısızlıktan sıkılmak, yarım kalmışlıklardan bunalmak.. Bu bir savaş haline döner yavaş yavaş. Kazananın olmayacağı, ganimetlerden hep yoldan geçenlerin faydalanacağı, anlamının varlığını kaybedeceği bir savaş.. Ta ki kaderin virajına okkalı bir hız limitiyle giriş yapana kadar..
İhtimaller evreninde hep seçemediklerimizin ve yapmadıklarımızın varlığı aklımızı meşgul ederken, seçtiklerimizin sonucu ve yaptıklarımızın yarattığı etkiye maruz kalırız. Özünde seçmeye tenezzül etmediklerimizle yalapşap seçtiklerimiz arasında gidip geliyoruz..
Kendi seçtiklerimizden sorumlu olduğumuz kadar, seçmediklerimizin yaratacağı etkiden de sorumlu olmanın bilinçsizliğinde eylemler sergilemekten çekinmezken, istiyoruz ki sadece dünya değil tüm kainat etrafımızda hazır ol komutunda olsun.. Her bilinç kendi tanrısını yaratıyor, kimi zaman ona itaat ederken kimiz zamansa kölesi olup çıkıveriyor.. Peki bu tanrıyı yaratırken tam olarak bizimle neyi kastetmesini istiyor zihnimiz? İşte yolculuğun potansiyele erişim izni vermesine açılan kapının şifresi bu soruda gizli.. Benimle neyi kastetti, bana ne faydası var?
Düşünceler duygulara, duygular davranışlara, davranışlar alışkanlıklara, alışkanlıklarsa kadere hükmeder derler. Düşüncelerimizin yüzde yüze bize ait değilken ve kurgusal anlamda zengin bir imparatorluğa sahipken kaderimizin tam olarak efendisi kim peki? Döngünün formülü belli düşüncelerine sahip çıkmaya çabalamak sadece zaaflarından kendini gıdıklamak olacaktır.. Oysa onların varlığını bir nehri izlercesine izlemek ve suyun yüzmenize hazır olduğu anlarda ayağınıza suya sokmak formülün varlığını bozmayacak bir darbe girişimi, yaratacaktır.. İki kere ikinin kaç yaptığı sonucuyla ilgilenmek yerine ikinin nereden geldiğini ve neden sürekli toplamayla anıldığını, bunu sizden kimin istediğini bulduğunuzda kaderin virajına okkalı bir giriş yaptınız demektir.. İşte o noktadan sonra ister virajı dönün, ister virajın kontrolünü kaybedin arabanın duruş noktası sizin başlangıç noktanız olacak.. Ve işte o nokta sonuçların canı cehenneme, sürecin içerine dahil oldum dediğiniz nokta olacak..
Bu yazının size ne faydası var bilmiyorum, ama beynimi ortalığa kusacak cesaretimin varlığını ve aklımın formülize ettiği şeylerin peşinden sürüklendiğini bana gösterecek bir yol haritası oluşunun bana oldukça faydası var..
Ringde kazanacak kadar sağlam yumruklarınız olabilir, lakin sizi dans pistinde kazandıracak şey ritme uyum sağlamayı başaran ayaklarınızdır..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın