..HAYATA TAKLA ATTIRMAK..

Alarmı ertelemeyi bırakmanın ilk adımı uykuya doğru zamanlamada dalmak.. Uykuya doğru zamanlamada dalmanın ilk adımı uyumadan önce bir rutin oluşturmak.. Uyumadan önce bir rutin oluşturmanın ilk adımı düşüncelerinizi kontrol edebilmek.. Düşüncelerinizi kontrol edebilmenin ilk adımı zihin yapınızı anlamak.. Zihin yapınızı anlamanızın ilk adımıysa..

Her şeyin karşı taraftan beklendiği bir dünyada alarmı ertelemeyi kendiliğinizden öğrenmeniz mümkün değil.. Zihin yapınızı anlamak için bu yazıya bel bağladıysanız şimdiden geçmiş olsun, savrulmaya devam edeceksiniz.. Bir konuda ortak paydada olabiliriz; her şeyi yapabilmenin gücünü atacağınız ilk adımdan alacaksınız.. Bunu disiplinize ettikten sonrası ise size kalmış, hikayenize kalmış bir senaryo..

Sırtınıza bir çuvalla yol almak bir süre sonra yormaya başlayacak, başlarda beş kilo olan ağırlık zaman ve mesafe uzadıkça fiziksel baskısını arttıracak ve beş kilodan fazla gelmeye başlayacaktır.. O yüzden çuvalınıza koyduğunuz yükleri iyi seçin.. Deniz kıyısında yapısı güzel diye seçtiğiniz taşları çuvalınıza koyduysanız yaptığınız tek şey boşluğun yükünü taşıyan Atlas’ın sonsuz döngüsüne eşlik etmek olacaktır. Bugün geçmişin varlığını çuvala koyan gezginin yükünü bugünde bırakma hikayesini yazacağız.. Travmalarını, aile yapısını, yaşadığı coğrafyayı, doğduğu toprakların kaderini, çevresinin türlü yaşattıklarını, yaralarını, deneyimlerini, hayallerini, gerçekleştiremediği potansiyelini, vedalaşamadığı aşklarını, pişmanlıklarını, keşkelerini ve düne ait her parçayı nizamlı bir şekilde çuvala koyup arayışa çıkan bir gezgin varmış.. Az gitmiş uz git, nice dereler tepele gitmiş yükünün baskısı artsa da bırakamamış sırtından.. Kimi zaman yeni insanlar tanımış, onlardan da bir parça almış yanına devam etmiş yoluna.. Zaman aleyhine işledikçe telaşı artmış.. Telaşının kaygısına sırtındaki yükün baskısı eklenmiş.. Öyle bir hal almış ki ne nefesini hissetmiş ciğerlerinde, ne yediği yemeğe yetişebilmiş geç kalma korkusundan dolayı.. Yolu yeşilliğin tam ortasından geçerken bir keşişe denk gelmiş.. Öylece oturuvermiş yanına, bir süre sessizlik olsa da dayanamadan bozmuş sessizliği.. Ne yapıyorsun ağaç gölgesinde sessizce oturarak demiş, ruhum geride kaldı onu bekliyorum demiş keşiş.. Bizim gezgin anlam verememiş, keşişte başka cümle etmemiş.. Keşişler biraz böyledirler, başka cümle etmeden aydınlanacağınızı sanırlar.. Gezgin cümle üzerine kafa yoradursun, keşiş yavaşça toparlanmış gülümsemeyle vedalaşmış yola koyulmuş.. Gezgin keramet ağaçta sanarak otursa bile biraz daha, ne aydınlanma yaşanmış nede anlam kazanmış kendi içinde.. Düşünceleriyle çıkmış yola, az uz giderken bir hafiflik hissetmiş, önce ağacın gölgesi huzur verdi sanmış ardında oturmak iyi geldi belki de demiş sonrasında yola koyulmak iyi geldi demiş.. Düşünceler arasında vals yaparken farkına biraz daha sonra kendisinin varacağı, ama bilincinin ve bedeninin ondan önce fark ettiği şeyse çuvalı sırtına almayışının verdiği rahatlamaymış.. Bilinç bizden önce bilir otomatik pilotla yönettiğimiz hayata nadiren yön verir kimi zaman..

Bazen uykuya bizi iten şeyler basit yorgunluklar olabilir, bazense yüklendiklerimizin ağırlığını atmamız için sığındığımız bir liman olur.. Bir alarm sesininse bizi o limandan ayırmasına izin vermek istemeyiz.. Hayatın virajını gözünü kapatarak alamazsın.. Bazense tam tersi gerçeği görmek için gözlerini kapatman gerekir.. Her iki durumda da yapmayı bırakman gereken ilk adım alarmı ertelememek olacaktır..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın