
Tüm bavullar hazır, kapı girişindeki aynayla son göz göze gelişi, köpeği heyecandan kuyruğunu sallayarak ‘gidiyoruz’ komutunu bekliyor, bu evden son çıkışları, bilmiyor, bilse de bir şey fark eder miydi köpeği için emin değilim..
Aynadaki simayı biliyor, ifadesindeki kararlılıksa içinde burukluk oluşturuyor. Daha önce kalkıştığı her şeyin yarım kalışını tamamlamak için verdiği her mücadele yarım kalmışlıkların sayısını arttırmaktan başka bir işe yaramadı. Şimdiyse yaptığı şey sadece kapıyı dışarıdan kapatmak kadar ilkel bir veda..
Spor ayakkabısıyla fethetmeye geldiği yeri topuklu ayakkabısıyla mağlubiyet içinde bırakmak verilmiş kararların en tamamlayıcısıydı.. Kapıyı ağır çekim kapatırken zihin kıvrımlarında çalan şarkı hem bir sonu, hem bir başlangıcı temsil edecekler listesine eklenmişti bile.. Kapı aynayla arasındaki teması yavaş yavaş perdeledi..
Bavulları iki kat indirdi, merdivenlerden her iniş çıkışında bavulların onda yarattığı yükün ağırlığı son basamakta tatlı bir sızı bırakmıştı.. Son bavulu da kapının önüne indirdiğinde kekremsi bir gülümsemeyle arabasına yöneldi.. Köpek çoktan ön koltuğa kurulmuş keyifle beklemedeydi. Bavulların ağırlığını arabasına kadar yük etmektense orada bırakmayı seçerek direksiyona yöneldi.. Yeni ağılıkların, yeni ve tatlı sızıların olması için bir boşluk yaratması gerektiğini biliyordu..
Kaybolmaya müsait olanlar için boşluklar tuzaklarla dolar, o ise tuzaklara kapılmayacak kadar öğrenmişti bulmak isteyenin önce kaybolması gerektiğini.. Harekete geçtiğinde rastgele eşlik edecek bir müzik listesi için ilk seçimini kendisinin yaptığı bir şarkıyı açtı. İlk seçim önemliydi, ardından gelecek müziklerin hikayesine ve zincirleme bir hikaye oluşturacak ilk adımdı.. Sonrasında kontrolü müzik listesinin eline bırakacağınız yine de yönlendirmeyi ilk sizin yapacağınız o ilk şarkı sizin için hangisi olurdu?
Basit görünen her eylemin ilk adımı kar topu büyüklüğünde bir kazanın tetikleyicisi olabilir.. Yolda gördüğü yedi tabeladan birini seçip yola öyle devam etti.. Ne yola müdahale etmeye niyeti vardı ne de müzik listesine. Bu yüzden rastgeleliği oluşturacak örüntünün sadece ilk adımlarını attı. Gerisi yolun ona getireceği manzaraya eşlik etmek olacaktı.. Kontrol edebildiği her şeyi, kontrolün yarattığı tahribatı dikiz aynasına hapsetmişti.. Evinden tam 1994 ağaç uzağa vardığı noktada, bir ağaç gölgesinde durdu, denizin esintisine doğru baktı, gün neredeyse batmak üzereydi, bagajından şarabını çıkardı, tirbuşonu unuttuğunu fark ettiğinden derin bir nefes aldı, önemli değildi, ayakkabılarını çıkardı, ayakkabısının topuğuyla şarabın mantarını açtı, topuklular biraz böyledir bazı şeyleri kolaylıkla açabilmenizi ve aşabilmenizi sağlar.. Şişeyi gün batımına ve hayatının rastgeleliliğine kaldırdı..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın