..ZİHNİN KARANLIĞINDAN DENİZLERE..

Aynanın karşısına her geçtiğinde baktığıyla gördüğü bir hayli başka.. Hani aklındakiyle hayatındaki çoğu zaman başkadır da olanla yetinirsin ya da olmazlara meyil edersin ya, öyle bir şey.. Gördüğü hayalet, görmek istediği gerçekliğin cılız bir yansıması..

Her gün boyunun ölçüsünü alırcasına aynaya bakıp yüzündeki çizgilerden kimliğini bulmaya çalışmak gibi, saçlarındaki renk değişikliğinin gidişatından hayatını çözmeye çalışmak gibi.. Gözlerinin gördüğüyle gönülden istediğinin aynı olduğuna ikna olmak istiyor..

Alışılmışın peşinden gitmek, yenilik ihtimaline göğüs kafesini açmaktan daha kolaydır.. Eve bildiğin yoldan gimek yeni yollara sapmaktan daha kısadır.. Aramak hiç bulamama ihtimaliyle yüzleşmektir. Kaçmak sorumluluk illetinden korur.. Hikayesini yaşayan herkesin aklında seçimlerine dair ortak olarak hep tek soru vardır; ya diğerini seçseydim hikayem farklı mı olurdu? Cevapsa sorunun kendisi kadar karmaşık değildir; neyi seçersen seç hep seçmediğinin sonucunu merak edeceksin.. Aklının seçtiğini kalbin, kalbinin seçtiğini aklın bu soruyla meşgul edecektir.. Ortak sorunun yine ortak tek bir çözümü var; acını seçme özgürlüğü..

Her sabah aynı saatte aynaya bakmak, görmeye çalışmak, kendini aramak rutinine darbe niteliğinde bir sabaha uyanmak.. Hiçbir söz vermeden kendine, planlar yapmadan, öğlene bozulacak oruç niteliğinde yükümlülükler altına girmeden doğrulma yatağından.. Yüzünü yıkayıp evin kapısından sadece çıkmak.. İçinde denize hasret bir hisle dalgın daldın kaldırımın eşiğinde yürürken fark etmek farklı bir yola girdiğini.. Gün başka, yol başka diyerek şans vermek yeni adımlara.. Az gitti uz gitti, gökyüzü yardımına yetişen harita misali güneşin dansıyla ufuk çizgisini belirginleşti.. Çizgiye dalarak adım atmanın keyfine dalmışken duymak dalgaların sesini.. Bir insan yaşadığı şehrin denize çıkan sokağına daha önce nasıl olurda girmemiş olur? Denizin havayı sarmalayan kokusunu şehrin köhne kokusu nasıl bastırabilir? Nasıl olurda kaldırımların hapishanesi ufkun hissettirdiği özgürlüğün yerine seçilebilir?

Denizin sakinliğine hayranlıkla bakarken kendi yansımasına baktı. Her sabah aynada yaşadığı anlamsız karmaşa hissi yoktu içinde. Berrak bir gerçeklik karşısında hayranlıkla yansımasına bakmaya devam etti.. Aklının gölgesine sığınan o cılız yansıma yerini keskin bir gerçekliğe bıraktı yavaş yavaş.. Denizin yüzüne vuran gülümseme, kendi dehlizine geçirdiği ilk darbeydi.. Bunu çok sonrasında, ruhunun derinliklerinin zihninin kıvrımlarından sıyrıldığında fark edecekti..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın