..YAPBOZUN PARÇALARI..

Günaydın sevgili kendim, aklının atağına izin ver çünkü ben seni anlıyorum, merak etme halledeceğiz.. Hem unutma, zaten her şeyi birlikte hallettik, halletmenin yolunu tek başınalığımızda bulduk.. Yine buluruz, ben yanındayım..

Unutmamak ruhu derin olanın, hatırlamak güzel hikayeleri olanın işi..

Hatırla, bayramları yeni kıyafetler giyme hevesiyle uyuduğun erkenden uyandığın günleri.. Hatırla, panayıra gittiğinizde ne çok eğlendiğin anları.. Akşamları parka gidilen, dondurma yiyerek yapılan yürüyüşleri.. Hatırla, milli bayramlarda yapılacak gösteriler için çalışmalar yaparken yaşadığın heyecanı..

Hatırlamak ne tuhaf bir ironi.. Yüzü gülümseten, geçmişe tatlı bir bakış attıran, her şey iyi olacakmış hissini tazeleyen..

Bir şeylerin zamana yenik düştüğü, her şeyin geçici olduğu konusunda çoğumuz hem fikiriz.. Bir fark var; zamanla geçerken yaşanılan sürecin insanda bıraktığı kırıntılar, izler, yaralar olacak. Kimi yaşanılan bugününde sıradan ve hissini kaybetmiş bir iz olarak kalacak. Kimi yaşanılan bugününde bir sesle, sözle, kokuyla, tavırla tetiklenip sızayacak. Kimi yaşanılandan kalan kırıntılar bugününde yürürken ayağına takılacak.. İşte aslı olan bugün ve bugününde anlayanın, dinleyenin ve görenin olanlar.. Seninki sensin canım kendim.. Dünde olduğu gibi, bugününde hissettirdikleri gibi ve sana gelecekte olacak olanı gösterdikleri gibi yarınında da olacak olan bu.. Anlama ve merhamet yorgunluğu yaşayan birinin anlaşılmayı ve görülmeyi beklemesi hayli doğal, kendine kızma lütfen.. Görüldüğünü ve anlaşıldığını sanıp hayal kırıklığı yaşanması biraz da bu yüzden, bu da doğal yine kızma kendine.. Hani kendine demiştin ya yeni yıla girerken; ilk defa beklentisiz, plansız, koca koca umutlar beslemeden giriyorum bu yıla belki hayat önüme kendiliğinden, çabalamak zorunda kalmayacağım güzellikler çıkarır da mutluluğun saf halini yaşarım bu sayede. Aslında tam da bu güzelliklerle çevrili, kendiliğinden hatta hiç beklemediğin yerden hayat sürprizler yaptı.. Ne de güzel olmuştu aslında, hayatın çalışmadığın yerlerden karşına çıkardıkları.. Ee tabi hayat bu dengede tutacak ya illa her şeyi mutluluğu bile bedelsiz sunmuyor insana.. İlla diyor çabala, illa diyor yorul, ha tabi beklememeye de devam et diyor, çünkü beklemek sana yasak sen beklersen beni hayal kırıklığı sunarım sana, beklemezsen mutluluğun kırıntısıyla seni oyalar sonrada seni o mutluluktan mahrum bırakır eğlenceme bakarım. Çünkü senin için bana ve benim sunduğum koşullara meydan okuyabilecek olan yok, senin yanılgın bana meydan okurken bunu yapabilecek olanların varlığıyla seni ödüllendireceğimi sanman.. Sen benim paradokslarla, ironilerle, hayal ve heves kırıklıklarıyla bezediğimsin, seni kendime sakladım kimseler göremez, duyamaz, anlayamaz seni benim kadar, diyor hayat.. Ne büyüleyici bir anlam yüklemesi bu böyle.. Beni kendiyle sınayıp, bendekileri yerle bir edip, benden beni yeniden doğurma şekli bu hayatın.. Anlaması da en az yaşayarak kavraması kadar zor.. Yine de ben beni artık anlıyorum ve unutma ben beni ve bana yapılanları hallederim.. Sezgilerim rehberim, aklım ehlileştirilemez komutanım, ruhum evcilleştirilemez krallığım, kalbimse yolculuğumun rotası olan evim.. Kaç kere dedim bu kalp emanetin senin, köksüz medeniyetinin yegane ışık kaynağı.. Onu ruhundan can eksile eksile kurtarmışken koruyup kollaman, sarılıp sarmalaman gerekirken sense gözü kapalı bir şekilde ellerinle götürüp sahip çıkmak istemeyene bırakmaya, teslim etmeye kalkışıyorsun.. Ve elbette hayat ağzının payını çokta tanıdık bir yerden veriyor, görmezlikten gelemeyeceğin kadar iyi tanırsın bu davranışları canım kendim.. İşte tam da bunu unutma; bizi biz yapan sözlerimiz değil, davranışlarımızdır..

Zaman yaratanı değil de hayatın ve koşulların araya girmesini bahane edip arta kalan zamanı sana vereni kabul edersen sana ayrılmayan zamanın sızısını yaşarsın ve bu senin sorunun, başkasının değil.. Kırgınlığını görmezden gelip, sen hislerini her anlatmaya kalktığında bir kere olsun özne sen olmamana rağmen yine de gülücükler dağıtmaya devam edersen nasılsa kırgınlığı geçti derler sense uykusuzluğunu bir başına yaşarsın ve bu senin sorunun, başkasının değil.. Senin için uykumu bölemem, bıktırıyorsun diyene iyi de benim hevesim kursağımda kalıyor ruhum kırgın ve sana bunu anlatmaya çabalıyorum diye inatla anlamasını beklersen kaybolan zaman seninki olur ve bu senin sorunun, başkasının değil.. Sadece sözleriyle bunlar geçecek, zaman ver diyene koşulsuzca zaman tanır aklının ve sevginin enerjisini beklemekle geçirirsen yitip giden senin ışığın olur ve bu senin sorunun, başkasının değil..

Bunlar madalyonun bir yüzü canım kendim sadece bunlara bakarsan da yanılırsın.. Elinden tutanı, çiçeklerle kapına geleni, kahveyle çat kapı sürpriz yapanı, seni delicesine merak ettiği için olduğun yere gelip seni bulanı, korkup dolaban saklandığında başını uzatıp korkma ben varım diyeni de hatırla.. Ve de ki; insan fıtratını yaşar, yaşatır, madalyonun iki yüzünü de gördüm. Bense madalyonun boynuma; aşkla bakan, merakla yanıma koşan, elimden tutup çözüm bulan, kalbinin krallığında tahtım olan yüzünü takacağım..

Aslında canım kendim; defalarca hevesin kursağında kalmasına rağmen inatla heveslenmeyi, özür dilemeyeni ve davranışlarıyla kırgınlığını iyileştirmeye çalışmayanı beklemeyi, doğrusunu anlasın diye çabalarken aklındaki yanılgılara inanmayı seçene defalarca şans vermeyi, senin bir hatanda anında seni kendinden mahrum bırakabileni, seni defalarca aynı yerden kırana karşı bir umut artık anlar ve yapmaz diye beklerken daha da kırılmanı, kırgın uyumana izin vereni, sorunları çözmek için sorumluluk almayanı seçen sensen bunlar senin sorunun, başkasının değil..

Halbuki biliyorsun, görüyorsun hayatın içini ve içindekileri; her gün sadakati seçen, günü ve geceyi gün içinde neler yaşanırsa yaşansın gülümseterek başlatıp bitiren, ben hallederimlerle yalnız bırakmak yerine biz halledebiliriz tek başına değilsin diyebilen, küçücük bir olayın sende ataklara neden olabileceğini görüp sıkıca sarılan sarmalayan ve o atakla arana duvar örebilecek sevgiye sahip olan, aklında yüzlerce sekme açıkken yaşadığın karmaşayı gözlerinden anlayıp ben buradayım korkma diyebilen, kendini koyduğu merkezin en azından yanında sana yer açabilecek kadar seni önemseyen, sorunları çözebilmek için enerjisini ve zamanını içtenlikte sunabilen de var.. A pardon o yine sensin, gerçi insan kendinden bilip kendi gibi görmek istiyor bazen karşısındakini..

Seni çok seviyorum canım kendim, bu seni seviyorum cümlesini sadece cümlede bıraktığım içinse senden özür dilerim.. Bu senden dilediğim en samimi özrüm çünkü beni bilirsin ya özür dileme ya da özür dileyecek şeyler yapma derim çoğunlukla, lakin ben de insanım.. Bazen hayatta, hayatımda olanlarda hatta kendim bile unutuyor olsam da bu gerçeği, bende insanım.. Zaten asıl böyle diyebilenin özrü daha kıymetli geliyor bana.. Seni seviyorum cümlesi; kırgınlıklarını onaran, yaralarını saran, günün karmaşıklığına ve fırtınasına rağmen sana huzur veren, ruhunu dinginleştiren, aklını sakinleştiren, kalbini ısıtan, hayatı tek başınalıkla değil de bir bütün olarak yaşatan, neşeni ve ışıltını çoğaltan, seni küstüren değil heyecanlandıran hisler versin dilerim.. Şimdilik elimden gelen seviyorum diyebilmek, dilerim sana böyle hissettiren bir sevgiyle büyütürsün içindeki küçük kızı..

Çünkü artık neye ihtiyacın olduğunu biliyorsun; huzur, dinginlik, aidiyet, güneşli günlerde yemyeşil ağaçların arasında telaşsız ve güvende hissederek dolaşmak, yağmurlu günlerde toprağın kokusunu duyacak kadar aklen berrak olmak, kor ateşlerde değil denizin kıyıya süzülüşünde sükunetle yürümek, sana aşık olanın hayatında yaşatacağı cıvıltıyı hissetmek ve keşfetmenin heyecanını kaybetmemek.. Anlatmaya çabalamak ve hiç anlaşılamamış olmak yorgunluğu geçen baharların hikayesiydi canım kendim, biz anlaşılmanın ve aşkın neşesiyle dolduğumuz baharı yaşayalım artık..

Yapbozun kayıp parçası sensin canım kendim.. Girdiğin her resmi tamamlayan, tamamlayabilen sensin, senin hayatta parçaları toparlayabilmek ve bütün hale getirebilmekle ilgili büyülü bir yanın var, var da peki ya senin resminin kayıp parçası?

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın