
Bugün bayram.. Uzun uzun yazarak anlatılacak, okurken bayram vaktinden çalacak pekte bir şey yok aslında.. Nerede o eski bayramlar klişesine de düşmeyeceğiz korkmayın..
Biraz dertleşmek, biraz iç dökmek diyelim.. Sürçülisan olursa affola..
İçini gıcıklayan duygular olur ya bazen, anlamlandıramadığın bir duygu esintisi, nereye koysan uymayan tek başınalık barındıran bir his kırıntısı.. Hem yeni şeyleri yaşamanın heyecanı, hem de eskiye dair kursakta kalmış birkaç hevesin burukluğu var içimde..
Bu kimliği sıfırdan yaratmalı, düşüncesine öyle çok odaklanmışım yavaş yavaş attığım her adımla, küçük küçük yaptığım her seçimle aslında eskiye dair olanı biteni enkaza dönüştürecek kadar yıka yıka, devire devire yürümüşüm yolu.. Aşkta, kariyerde, arkadaşlıkta, ailede, hobilerde hatta fobilerde bile usulca dönüşmüş değişmiş huylarım, sevdiğim dediklerim, yok be hiç benlik değil deyişlerim..
Aslında tuhaflıklar değişim ve dönüşümlerin olmasında değil, ağzımdan sitem olarak çıkardığım şeyin oluşma imkanını sağlamak için evrenin var olanı düzeni dilimle yıkmama izin vermesi.. Tabi bir de bunu sana hiç fark ettirmeden senin yolunla yapması..
Hani böyle bir eşik var önünde de atlasan yeni yolun belirsizliklerine ilk adım atılacak, atlamazsan geçmişin bilinirliğiyle birlikte sıkıcılığında da sıkışıp kalınacak gibi bir bilinmezlik eşiği.. Hani böyle hem her şeyin üstesinden gelinilir, her sorun çözülür, her an güzelliklerle doldurulabilir gibi hem de her neyse..
Hani böyle hem bahar coşkusu, hem bahar yorgunluğu zıtlığını aynı anda yaşamak gibi hayat.. Böyle anlıyorum, görüyorum, çözüyorum diyorsun kafanı güneşin batış anındaki yaydığı güzel renkleri görmeye kaldırıyorsun, rüzgarın esintisindeki deniz kokusunu çekiyorsun içine diyorsun ki ”her şey rayına girmeye başladı.” Derken cümlenin ses dalgaları daha evrene yayılmadan hop bir şeyler takılıyor ayağına, gözünü güneşten ayağına çevirmek zorunda kalıyorsun..
Denge babacım, denge.. Yürüdükçe yol çimli de olur, taşlı da.. Yüzdükçe dalga seni kıyıya da taşır, denizin açıklarına da.. Devam ettikçe zorluklar da olacak, kolaylıklar da..
Yaralarımız var bir de.. Kimsenin fark edemeyeceği küçük davranışlar, esintiyle gelen kokular, sohbet içinde devrilen gözler, ses tonlamasında oluşan değişimler derken her bir tetikleme aracının yaralarla olan temasına değinmezsek konu eksik kalır.. Sen ne kadar akışta olursan ol, evrenle uyum kurarsan kur senin dışında kalan ve senin içinde yer edinen şeylerin ve kişilerin aslında senin akışına etkilerinin önüne pekte geçemiyorsun..
İsteklerin var, ihtiyaçların var, arzuların ha keza.. Bir de hayatın seninle ilgili planları var, ya da görmezden gelişleri var orası biraz muamma tabi..
İyileşen yanların, yönlerin, yaraların var, kabuğu yeni kalkmış iltihabı akanlar da, henüz daha sırası gelmemiş olanlar da var tabi.. Farkına vardıkların var, vardığını sandıkların, bir de fark edemediklerin elbette.. İstediğinden emin olduğun şeyler var, istediğini sandıkların, bir de burun kıvırdığın şeyler var.. İnsan tam olarak neyden emin olur peki! Neyden emin olmak mümkün, hatta emin olmak mümkün mü tam olarak emin değilim.. Bildiğim tek şey bunların toplamının yolculuğun parçası olduğu, sonucu değil, parçası..
Hayatın içindekiler izin verirse bu baharı; keşfederek, heyecanla büyülenerek, aşkla sarıp sarmalanarak, küçücük detayların kocaman mutluluklar yaşatmasını hissederek (seyirci gibi izleyerek değil bizzat başrol olarak), kahkahalarla abılar biriktirerek, neşeli anları sindirerek, huzurun merkezinden hiç ayrılmayarak yaşamak ve yaşatmak istiyorum..
Zorluklar, sınanmalar falanlar filanlar olacak, tuzu biberi diyelim. Diyelim diyelim de, dilerim ki hayatta tadını tuzunu fazladan kaçırmaz yaşatırken..
Sadece dünyayla değil, kendi dünyasıyla da mücadele edenlerin ruhuna huzur, kalbine aşk, aklına berraklık diliyorum bu yaz..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın