..YAZ MEVSİMİ VE DİĞERLERİ..

Haziran, temmuz, ağustos kadar samimiyetsiz gelen başka aylar görmedim.. Herkese etkisi kişisel hayatının başarısını ya da başarısızlığını gösteren başka hangi ay var ki!

Bahar alerjisi olanla güneşten etkilenmeyen bir olur mu mesela, rutinleri belli olanla yönsüz olan yolu aynı mı yürür mesela?

Aslında olay biraz da mevsimsel depresyonun suçu.. Tamam, anlıyorum suçlu bularak ya da suç arayarak işi çözemeyiz. Bu konuda hem fikiriz.. Lakin sürekli farkındalık mı yaşamalı insan, sürekli anlayan mı olmalı?

Yazımı yazmak için bile zamanımı güneşin balkona yaklaşma hızı belirliyor, klavye öyle kusurlu ki bir kelimeyi yazmak için sürekli hatalarını düzeltmem ve kelimeleri dikkatli yazmam için aynı zamanda sabır gerekiyor.. Hayatta bu sıralar biraz böyle aslında; benim elimde olmayan koşullar mutlu olacağım anlara müdahale ediyor, başkalarının beni görmezden gelerek yaptığı planlar benim sevgi dolu zamanımdan çalıyor.. Bu durumlar açıkçası pek sevdiğim durumlar değil, hatta bir zaman önce olsa benim kontrolüm dışında olduğu için beni çok öfkelendirir benim hayatımı alt üst ediyorsa hiç olmasın daha iyi der iyice yıkardım.. Şimdilerde daha sükunet içindeyim aslında.. Tamam diyorum bırak güneş bana doğru gelsin, son cümlemi söylemem gereken zamanı güneş belirlesin son cümlemi kurmak hakkı nasılsa benim, kelimeler nasılsa bana ait.. Bırak klavye yazmanı zorlaştırsın, nasılsa sabırla düzeltecek bilgeliğe ve inatla yazmaya olan aşkına sahipsin.. Ne güneşin tenini yakmak için hızla zamanını daraltması ne de klavyenin inatla sabrını zorlaması seni aşık olduğun şeyden alıkoyabilecek güce sahip..

Mevsimsel olan depresyon yüzünden mi yoksa gerçekten güneşin üstüme üstüme her gün aynı şiddetle ve aynı şekilde gelmesinden dolayımı bilmiyorum yaz ayını sevmeme ve samimi bulmama nedenimi.. Bildiğim tek şey üzerinde kontrolüm olanlarla kontrolüm olmayanlar.. Önceleri bunun ayrımını yapamazdım, hatta yapma ihtiyacım da yoktu açıkçası. Ben, bendim, bilirdim kendimi çünkü, niyetimden emindim.. Di’li geçmiş zamanlara ne çok eminlikler sığdırdım halbuki yakın gelecekte.. Şimdilerde tabi yine beni kıran, kızdıran şeyler oluyor, ya diyorum alerjim olduğu belli ne diye ısrarla gelir ki bahar, yetmiyor mu sonbahar kış ömrümüze.. Oysa bir yanım baharın esintisinin tenime dokunmasından bir hayli memnun.. Denizin okşamasından keyif alıyor aslında..

Alerjim geçti mi elbette hayır, güneş hala tenime dokunduğunda canımı acıtıyor mu kesinlikle evet.. Lakin hayatın mizah anlayışı biraz da bu sanırım.. En azından bana sunduğu bu.. Arzu ettiklerimi zorlaştırmadan, canımı sıkmadan, zamanımı çalmadan, planlarımı bozmadan vermiyor bana.. Herkese gümüş tepsi, bana kıraathane plastiğinde çay tabağı..

Bu sefer bir fark var; ateşlerde yürütüp büyüttüğüm kızı bir daha o korların içine sokmayacak kadar akıllı, başkalarının bencilliğiyle alt üst ettikleri ve farkında bile olmadıkları heyecan dolu planlarımı kendimle yapacak kadar ayakları üstünde ve elbette sınırlarını ihlal edenlere ”aman onun niyeti iyi, vay efendim gönlü olsun”larla kendini yok saymak yerine onlara kapı duvar olacak kadar kendine saygısı olan bir kadın var. Hayatın karşısında değil bu sefer, tam ortasında..

Ve güneş daha tenime dokunmadan, klavye sabrımı tüketme fırsatı bulamadan şimdi sıra son cümleyi kuracak kadar hayatının iplerini kendi elinde tutan sevgili kendim..

Koşullar değişiklik gösterse de senin planlarını at üst edecek şekilde yeniden ortaya çıkacak, insanlar kendi tatminleri için seni seçeneksiz bırakacak, olaylar planlarını bozmak için gerçekleşmeyi bekleyecek.. Çünkü koşulların, olayların ve insanların en ortak noktası biraz da budur, seni ve sana iyi gelecek her şeyi dağıtmak ve görmezden gelerek yoluna devam etmek.. Sen kendine yaslan ve anlamak yerine sadece gözlemle.. Bazen bazı olayların ve insanların anlaşılmasına gerek yoktur, onlar dümdüz öyledir, anlamak için zamanını harcama çünkü bazen bu sadece zaman kaybıdır ve bazı şeyler için zaman kaybetmeye değmez.. Gözlemle, kabul et, sınırını çek ve yoluna devam et..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın