
Öncelikle bir konuya açıklık getirelim dün sabaha karşı sanırım 4 gibi uyumaya çalıştım, sabah 7de de kedi miyavlamasıyla rüyamdan ya da kabustan, oraya geleceğiz, uyandım.. Ayrıca ilk defa güne limon suyumu içerek başlayamadım çünkü misafir olduğum evde limon bulamadım, ha bir de dünkü kıyafetlerimle ve duş alamadan güne başlamış oldum.. Üzerimdekiler dünü temsil edebilir, aklımla kalbim bugünde merak etmeyin.. Koşulları baştan konuşalım, bilin, bilin ki okurken ANLAYAN olabilin. Çünkü bugün yazarın en çok ihtiyacı olan şey anlaşılmak.. Anlama yorgunluğumu benim hikayeme yakından şahit olanlar bilir, hatta sadece yakından tanıyanlar bilir desem nokta atışı yapmış olurum.. Kaygılı bağlanma yapısına, anksiyeteye ve elbette diğer tanılara dayanarak bağıra bağıra söyleyebilirim ki anlamak beni strese sokmak dışında bir işe yaramıyor şuan.. İnsan uykusunda evreka diyerek uyandığında istiyor ki Tesla gibi bir mucitlikle güne devam edeyim, bizdeki evreka Jung’ın gölge yönler ve personalar konusundaki çalışmalarının..
Buraya kadar olan cümleler, kelimeler şöylece dursun.. Aslında başka bitecek olan bir yazıyı beklenmedik bir rastlantının verdiği anlaşılmış olma hissi tamamıyla değiştirdi.. Yazıyı yazarken tek ihtiyacım anlaşılmış olmayı istemek, derinden anlaşılmış olmak için anlatma çabasıydı.. Hayat mizacıyla bir cevap verdi.. Bir; kendine verdiğin sözleri hatırla güzel kızım. İki; anlaşılmak için çabalamana gerek olan yerde değerin azalır ve anlaşılmadığınla kalırsın. Üç; yıkmak kolay yapmak ve yapılanı sağlam tutabilmek zordur. Dört; sen de insansın kırabilirsin, hatalar yapabilirsin bunlardan özgürleş çünkü kaybetmekten ve hata yapmaktan korkan hata yapar ve kaybeder. Beş; kaygıların tetiklenmeye hazır askerler gibi hep orada duracaklar işte önemli nokta şu; kaygılarını anlayanlar, anlamasa dahi ifade etmelerin önemli, çünkü bunlar yok sayılarak iyileşmez aksine yokuş aşağı gitmene neden olabilir. Altı; sen de insansın bocalayacaksın ilişkilerde, lütfen bir nefes al ve bekle unutma seni kaybetmek istemeyen bunu bilerek davranır (sevgilim kızım insanlara bunu söylemek kolay lakin bu senin için de geçerli, değer verdiklerine özen göster çünkü buna layık olmasalar onlara zamanını vermez, kalbini açmaz ve acıyla kazandığın neşeni hevesini sunmazsın, seni tanıyorum). Yedi; gün iyi başlar kötü biter kötü başlar iyi biter, özlemekle başlar kavuşmakla biter, ayrılıkla başlar sarılmayla biter, lakin günlerin tek ortak özelliğidir bitmeleri bunu unutma..
Kırgınlıklarımız olur bazen hiç ummadığımız yerlerden hem de, sandıklarımız olur gerçekte olandan farklıdır ve biz gerçeklik yerine sanmalarımıza güvenerek hareket eder ve bazen onarılması güç yaralar açarız.. Birine olan kırgınlığımız arşa değer ve kırgınlığımızın üzerinde bir sınırda yaralarız bu yüzden sevdiğimiz insanları.. Kendimizle sınamak, kırıldığımız yeri iyileştirmek yerine daha da büyük kırgınlıklar yaratmak, bile isteye karşımızdakinin yaralarını değişmek gibi hatalar yaparken dikkatli olmakta fayda var..
Bahar yeniden gelir, aşk ansızın kapıyı yeniden çalabilir, heyecanla neşeyle sarılacak doğru insanlar bulabiliriz.. Peki ya kendi savaşlarından yara bere çıkmış ve bunları bize kendi sevgi diliyle sunmuş birinin varlığı hayatımızda yok sayılacak kadar önemsiz midir?
Sizi bilmiyorum, kendimleyse bildiğim şeylerin ortasında kahvemi yudumluyorum..
Kısaca yazar burada ne anlatmak istiyor sorusuna ilk kez yazar olarak cevap vererek bitireyim isterim.. Sevgi dilimiz, bağlanma şekillerimiz, yaralarımız, heyecanlarımız, hayallerimiz, bakış açılarımız ne kadar farklı olursa olsun. Size kendini anlatmak için yorulsam da deniyorum diyen, öfkeme rağmen sevgimi önüme koyabiliyorum diyen, öyle ani çıkışlar yapsa dahi (ki o da insan belki dolmuştur) güveninize, sadakatinize ve aşkınıza her gün sahip çıkan, dürüstlük elbette önemli lakin kıymetli olan şeffaf olmak deyip sizi tetikleyecek güvensizlik yaratacak şeylerden uzak duran, koşullara rağmen buradayım diyebilen, seni seviyorum deme cesaretini gösterdiğinde bunun arkasında duran ve daha bir sürü şey aslında, bunları yapan kadınları kelime ve davranışlarınızla yaralarken dikkatli olun olur mu.. Aklınızda sandıklarınız yerine, yaşanılan şeylerde o nerede durmuş oraya bakın, yani dilerim bakabilecek kadar aşıksınızdır..
Çünkü bazen gerçekler apaçık ortadadır, bizse gözümüzü kapattığımızın farkına geç varabiliriz..
Ve sevgili aşk; kırgınlıklarla, emek emek iyileştirdiğim yaraları tetikledin ne yalan söyleyeyim lakin yinede iyi ki geldin bana, ve yine de sana teşekkür ederim sana.. Arkamı dönüp, kalbimi kapattığım ne varsa çabanla, sevginle beni varlığına yeniden inandırdın..
Dilerim retro yıkmak yerine daha sağlam inşa etmek için bir fırsat sunar ve dilerim kalpte hissedilen aşk çabalamaya değecek kadar gerçekçidir..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın