
“Yaralı yönlerini onurlandırmadan gerçek şifaya varamazsın.”
Yeterince savaştın; geçmişle, yüzleşmelerle, olanların açtığı yaralarla, olmayanların kırgınlıklarıyla ve en çokta kendinle. Şimdi kılıcını yere bırakıp, kalbini açmak zamanı, direnme..
Aslında alelade gelmedin buralara.. Bir telaşla yürümeyi bırakıp, kaygılarına nah çekip kapattın evini, aldın kemanını köpeğini öylece çıktın yola.. Olacak olan beni bulsun sakinliğinde.. Yıktın, yaptın, baktın, izledin, bekledin derken gündüzler gecelere kavuşmayı hiç bırakmadı..
Bir köprü yıktın giderken, bir parkın salıncağında veda ettin savaş alanına. Yine de bırakmadın, bırakamadın savaşmayı. Merak etme kızmıyorum sana, üstten bakarak söylenmiyorum da, hatta sana tuhaf gelecek biliyorum ama anlıyorum seni..
Kaygılarını, korkularını, ulan o kadar çırpındım yine de yüzmeyi öğrenemedim diye kendine kızışlarını.. Halbuki bir sevdiğin sana ne demişti hatırla “suyla savaşma, direnme suya, kendini teslim edersen edebilirsen su sana dostluğunu sunar.” Nefesini tutup bir hamleyle suya nasıl daldığını hatırla; düşünmeden, kaygılara geçit vermeden, plan yapmadan dalıverişini hatırla..
Hayat artık fısıldamakla kalmıyor konuşuyor benimle dediğin an bulduğun park yerlerini, trafiğin yeşil ışıkla akışını, rüyanda gördüğün koridordan gerçekte nasıl yürüdüğünü hatırla..
Sana hiç yara almayacaksın diyemem, yeniden hayal kırıklığı yaşamayacaksın diyemem, heveslerin kursağında kalmayacak diyemem, hep anlaşılacaksın ya da hiç yarı yolda kalmayacaksın da diyemem.. Hatırla, hayat neyi fısıldıyor, lütfen yeniden hatırla..
Kendine verdiğin sözleri, vazgeçtiğin emeklerini, neye niye veda edişlerini hatırla. Eğer yine yaşanacaksa aynı çıkmazlar, yine boşa gidecekse onca emek, yine çarçur olacaksa zaman onca savaşı vermenin, katdetmenin, kazanmanın bir önemi var mı?
Sen ışık olansın, şifa verensin, anlayan duyansın rotanı bulmak için yola çıkansın, kimi zaman gezgin, kimi zaman turist olansın. Tüm bunları sen görmezden gelirsen, sen karanlığa teslim olursan, sen değersizleştirirsen ruhunun güzelliğini kim seni nasıl görebilsin..
Tamam işte denedin, anlattın, kırıldım desen de çabaladın ama bir şeyi inatla anlamamaya devam ediyorsun; aşkta ve savaşta her şey mübah diyenlerden olmadığını.. Bazen önemli olanın durabilmek olduğunu gör, her kırgınlığın konuşularak şifa bulamayacağını anla, her anlattığının karşıda değer göreceğini sanma, kendini öyle ulaşılmaz yerlere koyarak meydan okuma hayata.. Kılıcı kınına sok demiyorum bak sana, savaşmaktan vazgeç kılıcı yere bırak diyorum..
Hatırla, insanı insanoğlunu hatırla.. Ben diyerek ördüğün duvarları, dikenli tellerle korumaya aldığın hayatını, kaybettiğin inancını, yaşadığın mana kaybını ve o yollara nasıl girdiğini, nelerin seni o yollara ittiğini hatırla.. Ve biz deme cesaretini gösterdiğin o ilk öpücüğü, seni saklandığın o küçük dünyandan sobeleyen aşkı, emek emek ördüğün duvarları ilmek ilmek yıkanın çabasını hatırla..
İçindeki küçük kız çocuğuna dokunulmasın diye verdiğin her savaşla gurur duyuyorum, sevdiklerin için hayatın sunduğu koşullarda kendini anında feda edişlerinle gurur duyuyorum, ihaneti değil sadakati seçecek kadar cesur oluşunla gurur duyuyorum ve seninle bu yolda yürümüş olmaktan onur duyuyorum..
Sen o savunmasız küçük kız çocuğunun yaşadığı acıyı gördün, ihtiyacı olan korumayı vermek için çabaladın, onu usul usul büyüttün.. Bundan onca telaşın, korkun, kaygın aslında. Yeniden kırılmasın, hevesleri tıkanıp kalmasın kursağında, yeniden boğulurum korkusuyla sudan kaçmasın, ya yol tıkanırsa endişesi duymasın diye tüm bu çırpınışların..
Ama şimdi onun eana bir diyeceği var kulak ver ve bu sefer onu duyup anla; direnme artık yaşadıklarına sen kalbinle seçtiğine güven verensin, savaşma artık ne hayatla ne de kendinle sen sevgiyle inşa etmek için fedakarlıklarla çabalayansın, çırpınma artık ruhunun anlaşılması için sen o ruhu ışıkla besleyebilmek için her gün yeniden doğru seçimler yapmanın önemi bilensin.. Sevmek, anlamak, görmek, saygı duymak, sadakatle ve şeffaflıkla davranmak bir gün yapılan bir iş değil, her gün imtina ederek inceliklerle yapılan seçimlerdir.. Ve sen her gün güne başlarken, her gün günü bitirirken yüreğinle seçimler yaptığını ve hayata karşı sapasağlam durduğunu bilensin..
Artık savaşı bırak, sevişin tadını çıkar.. Sen neşeyle yol açansın, bırak evren senin neşene bir müzikle eşlik etsin.. Ve seni göreni, senin kalbinden anlayanı ve elbette seni dansa kaldıracak cesareti göstereni evren hayatına kendiliğinden getirsin..
..SEVGİLERİMLE..

Yorum bırakın