..ZAMANIN TELAŞI VE BAHAR..

“İnanmak kaybetmenin yarısıymış..”

Ben kaybetmenin korkusu ve telaşıyla savrulurken tek başıma meğer önemli olan birçok şeyi de gözden kaçırmışım.. Bir panik atak haliyle ulaşmaya çalıştığım an açılmayan telefonla anladım..

Ben kazanmak için çabalarken meğer zaten çoktan kaybetmişim.. Özen gösterilmeyi, bir soluk almayı, güvenle uykuya dalmayı, öncelikli olmayı, değerli hissetirilmesini ve o güven duygusunu ayakta tutacak olan sözün tutulmayışını.. Canım kendim, güzel kalbim ne de güzel seviyorsun sen öyle. Seviyorsun da bak haline.. Kırık dökük, şüphe dolu, yalnız..

İki gün öncesinden korkudan yükselen nabzına bir soluk olur inancıyla, söyleyenen o “yorgunluğunda yanındayım, korkularında elini tutuyorum, ben buradayım” sözlerinin yarattığı illüzyona dayamak istedin sırtını peki noldu? Şimdi o korkularla sabaha gözünü tek başına açacaksın, yetmezmiş gibi tutulmayan sözlerin yarattığı hayal kırıklıklarını da heybene alacaksın..

Sen bu değilsin, seni bu yapmışlar güzel kızım..

Sen o huzuru hak ediyorsun, sen güvende hissetmeyi, şüphesiz sevgiyi, gerçeğin ne olduğunu bilmeyi fazlasıyla hak ediyorsun.. Verdiklerin bunlardan fazlayken hele de. Belki de dengeni bozan buydu.. Güvenin, sevginin, geleceğin ve gerçeğin fazlasını verdikçe azına mahkum edildin.. Bir ay tutulması var, bir zorlu çırpınma hali mevcut.. Sen fazlasını yaptın. Gerçeği verdin kimsenin yüreğine şüphe düşmesin diye, neşeyi verdin hayat zaten yeterince zor diye, öncelik verdin ailesi zaten görmezden gelmiş bir küçük çocuk diye..

Verdikçe görmedin, senin heybenden azalanı.. Şimdi kendi gerçekliğini seçmek zamanı.. Güvenle, şeffaflıkla, onca kötülüğün içinde güzellikle, gözün dolduğunda gülümsetebilecek kadar sana değer verenle, bir atak geçirdiğin an ulaşabileceğinle..

Çünkü hayat yeterince zor, insanlar yeterince ikiyüzlü ve zaman satın alınamayacak tek şey.. Sende olan güzellikleri gören varken, senin derdini yük değil paylaşma birliği gören varken, düştüğün an el uzatan varken, içini huzursuz edenlerin karşısında senin yanında duran varken ötesine ihtiyacın yok.. Yükünü bırak, kaygı ve korku dediğin yarın üstüne yürüyerek içinden sapasağlam çıkacağın bir eski köprü. Ve merak etme kalbinin ekmeğini yiyeceğin sofraya oturacaksın..

Yeterince aç kaldın, günlerdir bir damla su diye çırpındın.. Şimdi aç kalbini yeniden, kaldır başını, sil yaşını.. Seni sen olarak seven, seni senden daha iyi bilendir.. Ve sen layık olduğun, değerli hissettiğin bahçeye çiçekler açtırıp bahar getirensin.. Ve bahar yeniden gelecek güzel kızım, az kaldı..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın