..KALP KIRIKLIĞI REHBERİ: BÖLÜM 6; KAPANIŞ..

Aslında bu rehber serisini mümkün olduğunca devam ettirip hem kendi kırgınlığımı sarmalayıp hem de okuyanların kendini yalnız hissetmemesini sağlamaktı.. Benim kalp kırgınlığımın sebebini dün öğrenene kadar.. Aslına bakarsanız bu yazı aklımı kusmak kadar hayatımdakilere de bir teşekkür olacak..

Sadece ilişkimde değil ilişkimin bitiş anında bile hep inanmayı seçtim, nasıl bir salaklık gelin birlikte bakalım.. Aradan daha bir hafta geçtiği için yaşanan sessizlik iki tarafında yorgunluğu, kırgınlığı dolayısıyla olmuştur diyordum.. Ta ki dün öğrendiğim şeye kadar. Meğer ben burada bir köşede sessizce kırgınlığı yaşarken, zaman ve hayat araya girdi bunun bir sebebi vardır derken, karşı taraf hayatına içi rahat devam ediyormuş. Hem de ne devam! Başkalarıyla flörtleşmek, çevresinden bize dair olumsuzlukları başını sallayarak dinlemek, yeni olanı seçip yüzeysellikle devam etmek.. Bakın burası birkaç sebepten önemli!

Birincisi; yoluna devam edebilmek gerekli elbette, benim gibi kendini unutup köşeye atarsanız geçmişteki ilişkiler yüzünden kendime katacağım diplomaları, enerjileri, heyecanlı maceraları ötelemiştim. Elbette kendi iç dünyamda manevi bir iyileşme yolculuğum olsa da dünya genelde senin içinde olandan çok dışarıya sunduğunuz şeyleri alkışlar. Neyse.. Ama şöyle bir düşürsün dersin ki ulan 5 sene boyunca gülmüş, saatlerce sohbet etmişiz, bir ilişkiye adım atmışız ve çoğu zamanda benim seçimler ortalığı kırmış geçirmiş yine de karşımdaki insan sabretmiş anlamaya çalışmış der bir durur düşünürsün, zaten karşındaki sana senelerce kim olduğunu göstermiş acaba ben biraz fazla mı ileri gittim.. Ama yok bunu yapabilmek sorumluluk almak ister, kendini biraz olsun sorgulamak ister işte bunu yapmak yerine sen en doğrusunu yapmışsın! Başkalarının yakınlaşmalarına karşılık vermiş, zaten bizden olmaz diyerek beni suçlamış, yetmemiş, akıl aldıklarının seni yanlış yönlendirmesine izin vermişsin. Teşekkür ederim. Nereye çekseler oraya gidebileceğini sadece ilişki içinde değil, ilişki sonrasında da gösterdiğin için.. Ve teşekkür ederim durup bir saniye düşünmek yerine sürekli suçlamayı seçtiğin için. Ayrıca eski ilişkimde yaşadığımı benden daha iyi bilirken, kahve sohbetlerimizde sen aslında hep desteklemişsin o ise sorumluluk almadan kendini sorgulamadan hep seni suçlamış derken birebir aynısını yapmayı seçtiğin için. Bunun benimle değil seninle ilgili olduğunu bilecek kadar kendimi bilsem de kırgınlığımı maruz gör, seni koyduğum yerde inatla olmamayı seçmen ve kendini inatla yüzeyselliğin içinde konumlandırmayı seçmen bana bile ağır geldi, ama belli ki seni mutlu eden buymuş..

İkincisi çevreme ve aileme çok teşekkür etmek istiyorum.. Çünkü olayları hep iki taraflı anlatmamı sağlayacak kadar güven verdikleri, durumları daima doğru şekilde yorumlaya çalıştıkları için. İkincisi de beni pohpohlamak ve aldatıcı şekilde yüceltmek yerine bana gerçekçi bir perspektif sunabildikleri için, hatam varsa cesurca bak sen de bu konuda böyle yapmışsın diyebildikleri için. Özellikle de arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.. Ve aileme teşekkür ediyorum; geçmişte herkesin aile konusunda illa ki yaşadığı kırgınlıklar, travmalar olsa dahi bunlarla yüzleşmek istediğimde bile beni cesaretlendirdikleri için. Ve kendime çok teşekkür ediyorum; dünyanın illüzyonuna dalacak koşullara sahip olmama rağmen daima gerçeği arayacak yüreğe sahip olduğum, günümüzde anlık hazlar peşinde koşmak yerine aşkı ve sadakati seçtiğim, ne kadar düşersem düşeyim yeniden ayağa kalkabildiğim, hatalarımla yüzleşecek kadar cesur olabildiğim için..

Anladık tamam herkesin seçimi kendi fıtratıyla ilgili, herkesin bağlanma stili kendi ebeveyn örüntüleriyle ilgili, anladık hayatta kimse kimseyi iyileştirmek zorunda ya da öğretmenlik yapmak zorunda da değil. Kimse kimseden aşağıda ya da yukarıda da değil. Kendini bul, yoluna bak, kendini inşa et tamam ulan anladık, ama yetti ya.. Hiç mi durup düşünmez be insan, lan kimim, ne yapıyorum, ulan bu kadar illüzyon içinde kayboluyorum da kırdığım kalbi zaten defalarca kırdılar ben biliyorum hikayesini diye.. Demezler, ne zaman dediler ki.. Seni suçlarlar, yakınlarından pohpohlandıkça kendilerini şaha çıkarırlar sen de salak gibi ulan o benim kalbimi bilir, ihanet etmez sevgimi avuntularıyla oyalanır durursun.. Bak ne oldu, 1 hafta demeden çoktan yerini yaptığı yenilere gitmeyi seçti. Bak ne oldu, verdiklerinle kaldın. Bak ne oldu, ondan gördüğün küçücük bir harekete bir umutla tutundun. Neden çünkü inandın, o bile kendine inanmıyorken hem de.. İlişkilerde yaşadığı yaralarının iyileşeceğine, senin sevginin ve sadakatinin kıymetini anlayacağına, çevresindeki illüzyona rağmen buna kapılmayı değil gerçek ve derin bağı seçeceğine inandın.. Ulan o kendine inanmazken sen kimsin ki ona inanmayı seçtin dimi, al bak o güle oynaya başkalarına dokunmayı, flört etmeyi, rahatça devam etmeyi seçerken sen ne yaptın. Kendine, sevgine sahip çıktın, telafisi olmayacak yollara girilmesin diye sükunetle bekledin. Aferin sana kızım..

Aslında hakikaten aferin, seninle gurur duyuyorum. Kaçmadan, yüzeysel tatminlere kapılmadan, denedin ulan en azından denedin.. Şu dönemde mesafelere rağmen, yaratılan kırgınlıklara rağmen, koşullara rağmen dimdik denedin. Seninle var ya gurur duyuyorum.. Ne suçladın, ne kaçtın, ne anlık tatminlerle yaşadığın şeylere karşı saygısız oldun.. Bak şimdi gör, herkes aslında ayna görevinde. Sen diğerleri için, diğerleri de senin için bir ayna görevinde.. Kendi içinde bir yol buldun, inşa ettin. Şimdi önce geçmişin hikayesini silkele omuzlarından..

Tamam yıllarca yaşadığın ilişkilerde aradığın aşkı bulamadın, ama neyi istediğini ve neyi istemediğini buldun. Tamam son ilişkinde inandın, ama aslında yine bir şeyi öğrendin. Sen, sadece kariyerinde ya da eğitimde ayakları yere sağlam basan birini değil ilişkisinde de dimdik ayakları yere sağlam birisini istediğini zaten biliyordun. Bu kişiyle geçmişin bağına güvenerek inandın. Aranızda sadece yol mesafesi yoktu ki, onun arkadaşlıklarının yüzeyselliği sorundu eninde sonunda bunun böyle olduğunu görüp senin elini tutup ”ben bir seçim yaptım ve sorumluluğunu alacağım” dediğinde elbette inanacaktın, çünkü onun gözüne baktığında arkasında bir adam görüyordun, dimdik ve birlikte bir krallık inşa edebileceğin adam. Çocuksu ve toydu, geçmiş ilişkileri yüzeysel ve aldatılma yaralarıyla doluydu sen bunları bilerek dedin ki ”ben yarayı bilirim, merak etme yanındayım. Bu kadar tamam. O öğrendiği ilişki kalıplarının dışına çıkmayı istedi belki de ama öncelikleri vardı, gittiği yerde onu heyecanlandıran şeyler vardı. En önemlisi alışık olduğu geçmiş düzeni, alışık olduğu yüzeysel ilişki kalıpları vardı. Sen istedin ki bu adam tek tek bunlara göğüs gerer, o kadar aşık. Sen sandın ki senin değerini görür ve buna yakışır bir şekilde tutar elini. Bak şimdi burada kendine de bir bakacaksın. Senin de alışık olduğun bir ilişki dinamiği vardı; güven aradın, istikrar aradın, öncelik olmayı arzuladın. İşte kusura da bakma ama burası da senin noksanlığın.. Çünkü şunu diyemedin; ben sana oldukça şeffafım ve şeffaflık istiyorum, ben aşkına sadık biriyim ve sadakat bekliyorum, ben aramızda problemlerden kaçmayı değil mümkünse çözmeyi diliyorum. Bunları dedin, bekledin, ama bir şeyi atladın! Birincisi; herkesin kendi öğrendiği dili hemen değiştirmek gibi bir durumu olamayacağını. İkincisi; sen sadakatli, aşk dolu ve huzurlu adımlar atmak istiyorsun diye karşından da bunun aynı derecede gelmesinin mümkün olmayabileceğini. Üçüncüsü; sen dünyaya aşkını haykırıyorsun diye, aynı haykırmayla dünyaya sana duyduğu aşkı aktaramayabileceğini. Bak burası da yol ayrımıydı aslında.. Çünkü sen ilk defa bir hayal kurdun, evet dedin ben sonuna kadar giderim öylece inanıyorum bize. Ama isteklerin konusunda netken, kırgınlıklarına rağmen orada olmayı seçmişken, karşından gördüğün şeylerin gerçekliğine gözünü kulağını kapattın..

Herkesin karakteri, büyüme şekli, ilişki dinamikleri ıvırı zıvır her neyse.. Benden buraya kadar.. Çünkü benim istediklerim kadar inandıklarım da var. Ve dün öğrendiklerimden sonra anladım ki birini seviyor olmam kendi inançlarımı yok saymama değmezmiş. Onlar zaten yoluna devam edermiş. Zaten geçmişte de etmişlerdi, farklı olacağına inanmayı ben seçtim.. Öfkeli miyim evet; çünkü dün gelen iş teklifini kabul edememe nedenim bugünkü konumum, bir köşede yaralarımın iyileşmesini beklerken sevgime ihanet edilişiyle yüzleşmem.. Suçluyor muyum, hayır; çünkü suçlamak bile tutunmak aslında.. Evet ne kadar kızarsam kızayım onlar gibi kolaylıkla birilerini hayatıma alayım, aman takılayım diyemem. Hiçbir zaman da demedim. Ama hayatta da şunu öğrendim; bana yara açanı suçlamak yerine yoluma baktığım da yıllar sonra hayat o insanla beni karşı karşıya getirdiğinde ya da tesadüfen bir kahvecide karşılaştığımda ben gülümseyerek kahvemi alabiliyorken onların strese girip telaşlandıklarını da gördüm.. Çünkü en başta kendinden kaçmamayı öğrettim yıllar içinde kendime.. Bu beni sütün yapmaz, lakin ilk düşündüğünüz buysa egonuz kırıyor kalbinizi ben değil ve bu gerçekle yüzleşecek cesareti gösterene kadar da anca sizi sahtelikle pohpohlayanlarla yüzeysel ilişkiler kurarsınız. Sizin için bu yeterliyse zaten sorun yok, ama umarım hayat benim gibilerin yolundan sizi ayıklar artık.. Benim kendime saygım v ar, benim sevginin şifa oluşuna inancım var. Kırgınlıkların hiçbiri bunları yıkıp geçemeyecek. Kimseyi suçlayarak kendimden kaçmayacağım. Hiçbir yarayı bahanelerle hası altı da etmeyeceğim..

Artık neyi istediğimi bildiğim kadar ne olması gerektiğini de biliyorum. Ben aşkta egosunu kibrini besleyenle olamam, ben sürekli kaçan biriyle olamam, ben sevgisine sahip çıkamayanla da olmamam. Sürekli koşulları bahane edenin sevgisini beklemeyi bırakıyorum. Sürekli önceliği kendisi ve anlık hazları olanı da bırakıyorum. Kendime ”ya bana aşık ve o bir süreçten geçiyor” bahanelerini uydurmayı da bırakıyorum çünkü gerçekten aşık olan hangi süreçten geçerse geçsin bu kadar kırgınlık yaratmazdı, sessizlik içinde yarım bırakmazdı, şu dönemde böyle bir sevgiye güvene sırtını dönüp anlık hazlara yüzünü çeviremezdi, her şeyden ziyade kıyamazdı.. İnatmış, gururmuş ilişki dinamikleriymiş boş.. Ben anlaşması en kolay insanım kardeşim, 5 yıl boyunca gülmüşsün eğlenmişsin ailenle arkadaşlarınla olan konuları gönül rahatlığıyla açmışsın ve demişsin ki beni bir sen anlıyorsun, 5 yılın sonunda işler değiştiyse insan birazda dönüp kendine bakmalı. Zaten bakabilseydi iş buralara kadar da gelmezdi, çünkü ben sadece sevgiyi, güveni ve önemli olduğumu hissetmeyi istedim. Bunları da öyle büyük büyük jestlerle istemedim. Şimdi anlıyorum saatlerce bana 8-9 saniyelik mesaj atamayacak kadar neyle meşgul olduğunu, sağlık olsun. Umarım attığın taş ürküttüğün kuşa değer bu hayatta. Benden buraya kadar..

Ve özellikle canım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ve tabi kendime.. Çünkü birincisi ben olayları mümkün olduğunca iki taraflı anlatırım, öyle kendimi mağdur göstereyim aman hep karşımdaki suçlu olsun demelerle kendimi de oyalamam karşımdakilerden de onay aramam. İkincisi bunun karşılığında, sen kralsın sen harikasın değil de gerçekten carsa hatam söyleyen yoksa da mümkün olduğunca gerçekçi yol gösteren her arkadaşıma teşekkür ediyorum. İnsan çevresinin toplamıdır derler; çevresinde yalancı olan karısı olmasına rağmen başkalarının ilgisine ihtiyaç duyan, gittiği yerde kariyer ve eğitim konusunda pohpohlayanlarla arkadaşlık edenin zaten çokta kendi fikir ve sevgisiyle gerçekçi bir bağ kurmasını beklemekte benim kendi içimde yarattığım illüzyondu..

Ben kalbimden geldiğince destek oldum, zamanla buluruz yolumuzu diye çok bekledim, ihanet etmeden başkalarının ilgisine kendimi teslim etmeden bugüne kadar da geldim..

İNSANIM HATALARIM VAR, İNSANIM KUSURLARIM VAR, İNSANIM KIRIP DÖKTÜĞÜM ANLAR İLLA Kİ VAR, YAŞADIĞIM SÜRECE DE İLLA Kİ OLACAK..

YİNE AYNI ŞEKİLDE İNSANIM SEVDİĞİM ZAMAN ELİMDEN GELENİ YAPARIM, KIRDIĞIM ZAMAN TELAFİSİZ YOLLARI SEÇİP KAÇMAK YERİNE KALIP ACABA ÇÖZEBİLİR MİYİZ DİYE BAKARIM, SÜREKLİ SUÇLAMAK YERİNE BİR NEFES ALIR ACABA BEN BURADAN NEYİ ÖĞRENEBİLİRİM DERİM..

Kimse de zehirli bir ihanet yarası açmadım, buna rağmen açanlara hakkımı helal etmiyorum. Kimseyi yarı yolda bırakmadım, bir şeyler yürümüyor olsa bile mümkün olduğunca iletişimi seçtim.. Çok koştum çok yoruldum.. Benden buraya kadar..

Bir kalp kırıklığı yanına büyük bir hayal kırıklığı ekledi.. Bense buna izin vermeyecek kadar cesur ve aşık bir adımı sevdiğime inanmış olmanın yanılgısını yaşıyorum.. Zaman ve hayat bir süre sonra kaybın ne olduğunu, kazanmanın ne olduğu elbet gösterir. Ben kendimi ve hayatımı ötelemenin kızgınlığını duyuyorum artık. Kimseyi suçlamıyorum ama, bunu ben seçtim. Dilerdim ki seçtiğim aşkı köklerime kadar işler ve beni büyütür, bahçem bahar dolar. Büyütme kısmı doğru, büyümem içindir belki de bu hayal kırıklığı ama yine de isterdim ki bu kırgınlıklarla değil yaşanan maceralarla, kurulan hayallere giden yolların heyecanıyla, hiçbir ihanetin zehrine bulanmadan, koşullar ve insanların kolayca yıkabildiği değil de el ele üstesinden geldiği bir hikaye olsaydı.. Ama gördüğünüz gibi tek başınalıkla yürümez. Sağlık olsun..

Elimden geleni yapmaya çalıştım, kalbimden geçeni sunmaya çalıştım, kimi zaman kaygılarım işi zorlasa da yine de kendi kaygılarıma rağmen anlamaya çalıştım, ne insanları soktum araya ne koşulları. Kimse dokunamazsa zarar görmez sandım, meğer o yırtık zaten karşı tarafın gönül rahatlığıyla açtığı yırtıkmış şimdi anlıyorum.. Kalbi aşka teslim olmayana gönlümü vermeyi ben seçtim.. Şimdi de payıma düşeni aldım.. Teşekkür ederim.. Emeği geçen, kırıp döken, diliyle eliyle yıkımına sebep olan herkese ve her şeye teşekkür ederim.. Sizler gönül rahatlığıyla devam edin hayatınıza, kalbi kırık olanın yaşadığını gören duyan bir hayat var..

Ve çok inanıyorum; ben o kalbimi açtığım gerçek aşkın hikayesini eninde sonunda yaşayacağım. Çünkü bu dönemin aksine ben sadakatin, sevginin ve güvenin değerini anlayacak insanların varlığına hala inanıyorum. Diplomaları alkışlayan kadar o yolda emek gösterenleri yürekten takdir edecek olanların varlığına inanıyorum. Ben kendini ve yaralarını şefkatle iyileştirmeye çalışmanın kıymetini bilecek insanların varlığına inanıyorum. Bugün bir kalp kırıklı ve bir hayal kırıklığı bırakıyorum belki buraya.. Lakin zaman ve sevgiyle kalbim iyileşecek.. Ve ben çırpınmaya gerek kalmadan, kibirle koşullarla ve insanlarla yorulup yıpranmadan, sevgimin ve emeğimin önemli ve değerli olduğunu yürekten hissettiren, gözümün içine bakıp ruhumu gören, yaralarımı öperek seven, hayat ona ne öğretirse öğretsin aşkla ve güvenle kalmayı seçen, zorluklar karşında kaçmak ve yüzeysellikler tatmin olmak yerine elimden sımsıkı tutup kalmayı seçecek olan birinin bu dünyada var olduğuna inanıyorum..

Yıllar sonra aşkı yeniden hatırladım. Çok kırıldım, ama hatırladım.. Bu sefer bu kırgınlıkla dünyadan kaçmamayı seçiyorum.. Ve ben kalbimi seçiyorum.. Hayata teslim olmak zordu, sabretmek daha zor. Benim de yorduklarım oldu, beni yoranlarda.. Eni sonu bugüne kadar geldim.. Şimdi geçmişi değiştirmeyecek oluşumu, kim olursam olayım kimsenin seçimlerini kontrol edemeyecek oluşumu, daha doğru karşımdaki ”aman bir yanlış yapmasın da bizi dönüşü olmayan yola sokmasın” korkusunu bu hayal kırıklığıyla birlikte bırakmayı seçiyorum.. Çünkü ben ne yaparsam yapayım yanlışı seçenlerin derdi ben ya da benimle olan ilişkisi değilmiş anladım.. Zor evet, biraz zaman alacak evet, bu seri boyunca birlikte iyileşiriz hissiyle yola çıksam da bana bu kırgınlık hikayesini yazdıran kişinin yeni bir hikayeyi, çokta kısa bir sürede hem de başladığını öğrenmek fazlasıyla yetti..

Hayat mucizelerle dolu inanıyorum, aylar önce de böyle bir aşkı beklemeden yaşadım. Şimdi durum farklı olsa da ilişki içinde mutlu olduğum hiçbir anıyı yok saymıyorum. Benim için neler yapabileceğini de görmüştüm, aslında ona ve aşka cesaret edebileceğine inancımı destekleyen şeylerden biri de buydu. Sadece ben sevdiğim için değil, onun sevince neler yapabileceğini görmüş olmak, nelere karşı durabileceğini görmüş olmak inancımı çok desteklemişti.. Belki de ben ondan gördüğümü ona gösteremedim ya da ondan gördüğümü o göremedi bilmiyorum. Artık önemi de kalmadı. Araya kibir, mesafe, iletişimsizlik, başka insanlar ve bir savaşma hali girmesine izin veriliyorsa zaten gelecek inşa etmekten çokta uzaklaşılmış demek oluyor.. Dilerdim ki en büyük problemimiz mesafeler olsun ve bir yolunu bulup bunu şevkle karşılıklı destekle açalım, dilerdim ki bir durum olduğu an ilk birbirimizde alalım soluğu, yani ben dilerdim de işte tek taraflı duanın çokta bir cevabı olmadı diyelim..

Şimdi dilerim kalbimin bu kırgınlığı derinden iyileşsin, sadece kendim için de değil kalbi gerçekten kırılan herkesin. Dilerim gerçek bir aşkın büyülü masalları ve derin bağlarını cesurca yaşayabilelim. Çünkü sevmek, sevilmek bence dünyanın ironisi çökertebiliyor.. Dilerim zaman geçmişteki gibi sancılı ve yavaş değil de bu sefer kolaylıkla ve hızlı bir şekilde kalbimizi yeniden heyecanlandırsın..

Çünkü ben bırakıyorum geçmişin travmalarını, hayal kırıklıklarını, kibirle doğan savaşları, insanların kolaylıkla yıkabildiği yüzeysel bağları.. Kalbime kalbimin dengi için yer açmanın yolu, geçmişin hayal kırıklıklarını bırakmaktan geçiyordur belki de.. Dilerim herkes kalbinin ekmeğini yer..

Her şey geçici, aşksa en kalıcı mucizelerle gelsin.. Ve o inandığım büyülü masalı yaşayacağım bir beni seçiyorum..

..SEVGİLERİMLE..

Yorumlar

Yorum bırakın