

“Yüzmeyi suyun kimyasını çalışarak değil, suya girerek öğrenirsin..” Belki bu sene yüzmeyi öğrenemedim, ama suyun içinde takla atmaya cesaret edebildim..
Herkese sevgimi ve teşekkürümü cömertçe sunarken, gönülden derleyip cümlelerimle sunarken bir şeyi fark ettim.. Bunu yine kendimden sakınıp, kendimden önce herkese sunduğumu.. Neyse ki yıl bitmeden gördüğüm bu gerçek sayesinde yılın sonunda en çokta kendime teşekkür etme fırsatını yakaladım.. O yüzden 2025 yılında en çokta kendime teşekkür ediyorum..
Kendime teşekkür ediyorum, kolayı seçmedim hiçbir zaman.. Kendime teşekkür ediyorum, yaralarıma rağmen kimseyi suçlamaya kalkmadım ve kaçmadım.. Kendime teşekkür ediyorum, hiçbir ilişkimde bir ayağımı kapının eşiğinde tutarak hayatımdaki kimseyi kaygılandırmadım.. Kendime teşekkür ediyorum, kalbim kırılıp döküldüğünde ve hayat tam da zayıflığın içinde önüme seçenekler çıkardığında ihaneti ve yalanı seçmeyecek bir omurgaya sahip olduğum için.. Kendime teşekkür ediyorum, yorulsam bile sonuna kadar çabaladığım için.. Kendime teşekkür ediyorum, sevgimle emek vermekten ve sevdiğimi öncelik yapmaktan gocunmayacak kadar yürekli olduğum için.. Kendime teşekkür ediyorum, değer verdiğim kimseyi kadere ya da zamana bırakmadığım için.. Kendime teşekkür ediyorum, sadece sözlerle sevgi, sadakat, güven zırvaları saçmak yerine emek emek her bir seçimimle bunları ortaya koyduğum için.. Kendime teşekkür ediyorum, yeri gelmese bile daima sevgimle kendimi ortaya koymaya cesaret ettiğim için.. Kaçmadığım için, kırılmaktan korkmadığım için, ihanet etmediğim için, kimseye bencillikle yaklaşmadığım için.. Kendime teşekkür ediyorum, hem egomu besleyecek seçimler yapıp yaralayıp hem de bunların sorumluluğunu alamayıp yaptıklarıyla yüzleşemeyenlerden olmadığım için.. Hiçbir kalbim kırgın uyumasına izin vermeyecek kadar sevgiye değer verebildiğim için..
Ve biliyor musun, bu yıl çoğu zaman en büyük başarım o yataktan kalkabilmek oldu, o yürüyüşe çıkmak oldu. Ve limonlu suyumla güne başlayacağım diyerek kendime verdiğim bu küçük sözü tutabilmek için, gecesinde kalbim kırık uyuduğum nice uykudan uyandığımda sabah o limonlu suyu içtiğim için.. Bir deniz kenarında aşkla fısıldadığım her düş, bir Eylül tutulmasıyla üzerime yıkıldığında ve o enkazın altında beni tek başıma bırakmayı seçene rağmen, kaygılarıma kırgınlıklarıma rağmen, hatta çoğu sabaha yutkunarak uyanmama rağmen o gün en büyük başarım köpeğimle parka gidebilmek oldu.. Yine de sırtımı dönmedim, yaşadığım güzellikleri yok saymadım, kimseye geçmişinde yaşadığı zehirli yarayı hayatımda olmasa bile açmadım.. En büyük teşekkürümse işte bu sadakatime.. Çünkü diğer yollar, başka kollar en kolayıydı hatta hakkımdı, çünkü ben giden olmamıştım.. Yine de sevgime ihanet etmem ben demekle kalmayıp, yürüyecek gücüm yokken bile sevgime sahip çıkabildiğim için kendime çok teşekkür ediyorum..
Bu yıl emek emek inşa ettiğim 10 yılımı geride bırakarak başlamıştım. Kök salarak inşa edebileceğim bir yıl olur inancıyla, daha gerçek daha anlamlı bir aşkın düşüyle başlamıştım.. Başladığım gibi gitmese de, düşlerim enkaza dönüşse de en çokta kendimi bilmeyi, kendim bulmayı bırakmadığım için teşekkür ederim kendime..
Bu yıl ne kadar acı çektiğimi kimse bilmiyor. Kendimin en savunmasız, en kaygılı, korkmuş halini gördüm ve bu sessiz savaşlarımdan sağ çıkabilmek için tüm gücümü ortaya koymam gerektiğini fark ettim. Acılar zihnimden bedenime dönüşünce neredeyse vazgeçiyordum, kaybolmuştum.. Çoğu zaman sadece günü atlatabilmek için bile kendimi toparlamak için gösterdiğim çabayı kimse gerçekten bilmiyor.. En çokta bu yüzden kendimle gurur duyuyorum.. Kendimin en üzgün, en çaresiz, en kırılgan halini gördüm. Yine de tüm bunlara rağmen kalbimin sevgisinin ne denli güçlü olduğunu öğrendim. Kendimi affetmeyi öğrendim, hak ettiğimden daha azına razı olmama izin verdiğim için.. Bu yıl kendimin en çaresiz halini görmüş olsam da, o acının içindeyken de çok şey öğrendim.. Bu yıl benim en kırıldığım yıl olabilir, yine de düşlemeyi bırakmamam gerektiğini öğrendim..
Biliyor musunuz bazen zor biri olabiliyorum; mesela bir şey benim istediğim gibi olmayınca hiç olmasa daha iyi diyerek kestirip atabiliyorum. Bazen kırıldığımda ne yapacağımı bilmez bir halin içine düşebiliyorum.. Bazen cevap ararken beni belirsizliğin değil de, asıl o belirsizliğe mahkum etmeyi seçenin yorduğunu göremeyebiliyorum. Belki de görmek istemiyorum, bilmiyorum.. Ama biliyor musun bir şarkıyla hemen dansa eşlik edebiliyorum. Bir güzel söze, bir kahveye hemencecik yumuşayabiliyorum. Öyle pahalı şeyler beklemedim hayatımda.. Gerçi bu sene anladım ki asıl bu dönemde benim sunduklarım ve beklediklerim pahalıymış.. Şeffaflık, iletişim, sadakat, güven, sevgi.. Çünkü ben hep inandım, çocuk kalbim hep inandı, sevgi her yarayı iyileştirir.. Bu sene anladım ki, evet sevgi yarayı iyileştirir lakin yarası olanın da bunu istemesi gerekirmiş. Yoksa sen yara alırmışsın, onun yarasına ayna olduğun, ona onu yansıttığın için..
Ve ben hep inanmayı seçerim, sevdiklerime.. Destek olmaya çabalarım, hatta onlara ailelerinden hatta kendilerinden bile çok inanırım. Yapabilirsin, bir yolu bulunur, yol yoksa bir yol açılır der gökyüzüne kaldırırım kafamı. Hele bir de ay varsa, dolunay çıktıysa ne mutlu bana, içimden bak hayatta inanıyor bize derim.. Lakin bu yıl bunu kendimi geride tutarak yapmaya çalışmışım; eğitimi, başarısı, yapabileceğine olan inancı hep yeşersin derken sevdiğim için ne kadar yorulduğumu, kırıldığımı, benim de aslında güvende hissedeceğim bir desteğe ihtiyacım olduğunu görmezden gelmişim. Ben görmezden geldikçe görmezden gelinmişim. Oysa tek beklentim zaten emek harcamadan sahip oldukları güven duygumu, yaralar içinde olsa da sevmekten vazgeçmeyen kalbimi incitmemeleriydi.. İşte bir kocaman teşekkür de bunun için kendime..
Ne heyecanla ay dönümleri kutlayabildim, ne sevdiğim Eylül ayında heveslendiğim aşkı yaşayabildim, ne de Aralık ayı için düşlediğim yeni yıl planlarımı; o yeni yıl temalı filmler izleyip ve devamındaki günde yeni yıla girerken hediye olarak ördüğüm atkıyı verip küçük bir buseyle ama kocaman bir heyecanla girebilme düşüm gerçek olmadı.. Sadece düşler değildi yitip giden, canım büyükbabam ve kara üzümüm Lucy’m onlarda düşlerimle bir 2025’in herhangi bir gününde sessizce elimi bıraktı.. Ama bir şeyi öğrendim sayelerinde, sevgi varsa veda yoktur..
Ve son olarak en büyük teşekkürüm özüme, kalbime.. Gerçekten de en iyisine layık oluşuna.. Belirsizlikte bırakmayacak kadar kendini bilen, elini tutup yaptığı seçimin sorumluluğunu alabilen, aşkı öncelik yapmanın hayatını ertelemek olmadığını anlayabilen, zaman zaman korksa da kaygılansa da kaçmak yerine kalabilen, seninle iletişim kurmayı ve hayatında kalmanı seçebilen, tutarlı ve özverili olan, senin o çocuksu yanınla ”dünyaya kafa tutabileceğim” dediğin aşka karşılık seni dansa kaldırabilen, kırgın uyumana izin vermeyen, meşguliyetin bir sebep değil bahane olduğunu ve önemli olanın istemek olduğunu fark eden, suçluluk duygusunu bastırmak için değil de gerçekten değer verdiği için orada olan, kalmayı seçen, seninle eğlenmeyi ve neşeni çoğaltmanı düşleyen, sen sustuğunda buna karşılık susan değil iletişim kurmayı bilen, senin desteklediğin kadar seni destekleyebilen, yaralarını ve kaygılarını tetiklemeyi değil sevgiyle kucaklamayı seçen, seni kendi dünyasından saklamak yerine göğsünü gere gere aşığım diyebilen, ailesi olarak gören, seninle lunaparkta çocuklar gibi eğlenen, senin mabedim dediğin köprüne elini tutup gitmenin senin dünyandaki yerinin manasını kavrayabilen ve en önemlisi özündeki ışığı gören ve bu ışığa hayran olanı hak ediyorsun..
İşte bu yüzden 2025 en çokta neye layık olduğunu gördüğün ve artık yeni yılda layık olduğunun dışında kalanlara yer vermeyecek oluşuna teşekkür ederim.. Biliyorum kalbin sevgiyle herkesi taşımak istiyor. Lakin herkes senin kalbinde yer etmeye layık olmayacağını gösterdi, evren boşlukları sevmez güzel kızım. Onlar kendilerinin kim olduğunu gösterdiklerinde gerçeği kabullenip oldukları dışında anlam yüklemeyi bırakmayı da öğreniyorsun artık.. Ben buradayım deme cesareti gösteren, kimi zaman sana rağmen kimi zaman kendilerine rağmen bile seni seçen, sevgiyle sadakatle ve şeffaflıkla da olmaya devam edeceğim diyenlerle bir yol yürümeyi hak ediyorsun.. Kırgınlıklarla değil güvenle uyumayı, güne kaygılarla değil sevgi ve heyecanla uyanmayı hak ediyorsun.. Ve artık hayatında buna izin verecek kadar büyüdün..
En büyük teşekkürüm, işte bu yüzden en çokta kendime.. Bu yıl belki diplomalar biriktiremedim, ama sevdiklerimin başarılarında hep ayakta alkışladım. Belki kariyerimde ilerleyemedim, ama arkadaşlığımı dostluğumu hiç sakınmadım. Belki anlaşılamama hissiyle kırgınlıklara sebep oldum, ama sevgimle hep çözmek için orada kaldım ve kaçmadım.. Teşekkürler sevgili kendim, 2025 seni ne kadar savurursa savursun, yolunu yönünü kaybetsen bile yine de kendin olabildiğin için..
Kalbinin, köksüz medeniyetinin kadim krallığında artık kök salabilmesi dileğiyle..
..SEVGİLERİMLE..











