
Net, çözümcü, kendinden kısmen de emin olan insanların seçimlerine bakın. Belirsizlik yaratan, hayalet gibi davranan, kendinden ne istediğinden emin olmayan insanların seçimlerine bakın..
Tabi bu iki kutuptan birinde bulunduğunuzu maalesef hatırlatmak isterim.. Acı eşiğimizi zorlayan, dengemizle oynayan, gri alanda bizi hüzünle bırakanlardansanız tebrikler.. Hayır ya, ben diğer tarafta edebiyle acısını çekenlerdenim diyorsanız üzgünüm aranızdan bazıları kendine yalan söylüyor..
Masal dinlemek hangimizin hoşuna gitmezdi ki çocukken. Tabi bu alışkanlığı büyüyünce bırakmak bir hayli zor oluyor. Hele de iyi bir hikaye anlatıcısına denk geldiyseniz geçmiş olsun, manipüle olmaya hazırın olun..
Şanslıyız ki sosyal medya her iki cinsinde kalıplaşmış yalanlarını önümüze çıkarabiliyor. Tabi inanmak isteyene.. Çoğu zaman istediklerimizi söylesek bile seçtiklerimize baktığımızda alakası olmadığını görürüz.. Tabi çoğu zaman iş işten geçmiş olur.. Yine de aynı kişileri inatla hayatımıza çeker ve döngüyü tamamlayınca gökkuşağının renkleri solar, gri alana geri döneriz..
”Benim sorunlarım var, sorun sende değil bende, ailemin sıkıntıları var, darlıyorsun” gibi sizi suçlu hissettirecek yetmezmiş gibi kendinizi hasta hissetmenize neden olacak insancıklarla dolu etrafımız. Zaman zaman aklı başında olanların bile yaptığı şeylerden birisi bu aslında. Çünkü bazen siyah beyaz tat vermez ve gri alana ihtiyaç duyarız.. Unuturuz hayatın gökkuşağından oluştuğunu.. Kendi içimizde de o renklerin güzelliklerine bir yer açmaya vakit bulamayız bazen..
Konuşmanın kıymetsiz kaldığı, iletişimin anlamsız olduğu bir dönemde insanın aklına denk birini bulması ya da bulduğunu sanması mucizevi bir olaymış gibi görünmeye başlıyor. Bu da bizi zaman zaman yanıltır.. Gözümüzde insanları büyütür, bu büyütme yüzünden beklentilerimizi arttırır, karşılanmayan beklentiler yüzünden kendimizde kusurlar ararız..
İhtiyaçlarımızın basit olduğunu görmek bu yolculuğun en zor kısmı. İhtiyaçlarımızı karşılamamız gerekenin biz oluşumuzu anlamamız daha zor.. Sosyal varlıklarız ve birbirimize de bir hayli ihtiyacımız var.. Bizim en büyük falsomuz ise ihtiyaçlarımızla, onların karşılanacağı yerin arasında yanlışlıklar yapıyor olmamız.. Elbette bu bizi yanlış birisi yapmaz, sadece karşılanamamış beklentiler ve karşılığında bize bahşedilen hayal kırıklıklarıyla baş başa kalmamıza neden olur..
Yol daima devam eder, aşılan dağ daima yerini yenisine bırakır, manzara daima kendisini size en hoş haliyle sunar, insanlar daima hayatınıza girmek için sıraya geçer, insanlar daima hayatınızdan çıkmak için de sıraya girer, sizler yeni seçimler yapmak için koşullanırsınız, beklentiler daima karşılanmak içi sıraya girer, karşılanamayanlar boynu bükük bir köşede hüzünle size bakar..
Küçük küçük anlatmak kolay, küçük olunca çözüm kolay.. Büyük resme bakmaya başlayıp bütün küçük parçaları birleştirmeye kalkınca işler biraz zorlaşıyor.. Güzel olan kısmı bu.. Zor lan ne varsa tadı daima damağı hoş tutar. Yasak elma, Amasya elmasından daha tatlıdır bu yüzden..
Amaç heyecan kovalamaksa Cennetten elmayı çalmak için kendinizi yormanızda sorun yok.. Amaç elma yemek ve manzara seyretmekse Amasya’ya giden son otobüs kalkmak üzere..
Sorun sende değil, muhtemelen hiç olmadı. Sendeyse de sorun değil, muhtemelen dönüştürmen gereken noktalar var.. İster elmayı yersin, ister ayvayı.. Seçim senin..
Gri alanların belirsizliğinden, gökkuşağı dolu manzaralara yol almanız dileğiyle..
..SEVGİLERİMLE..











